3. Hukuk Dairesi 2017/6361 E. , 2019/3058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, vinç işletmeciliği ile uğraştığını, 01/03/2008 tarihli vinç kiralama sözleşmesinin yapıldığını, vinçlerin montajının, tamir ve bakım işlemlerinin, vinçleri kullanacak operatörlerin, yardımcıların, iş için gerekli personelin temininin, yedek parçaların hazır halde bulundurulmasının, ekiplerin çalışmasının, sertifikaların sağlanması yükümlülüklerinin kendisine ait olduğunu, davalıların ödeme yapmadığını ileri sürerek ifa edilen edimlerin bedeli olan 326.243.33.-TL 14/09/2010 tarihinden en yüksek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalılar, davanın reddini istemiştir .
Mahkemece, davanın davalı .... Müh. İnş.Tah.Tic.A.Ş. Açısından kabulü ile, 195.430,78 USD (fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının) nin 30.10.2010 tarihinden itibaren Merkez bankasının USD"ye uyguladığı faiz oranında işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun"una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasındaki 01/03/2008 tarihinde başlayan sözleşme hükümlerine göre davacı tarafın iş makinesi sahibi ve tedarikçi olarak aracın teslimini ve operatörün , yardımcı personelin teminini üstlenmiş olduğu görülmekle taraflar arasında hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsiline ilişkin uyuşmazlık bulunduğu, taraflar arasındaki akdi ilişkinin kiralama ilişkisi olmayıp hizmet alım sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda eldeki davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesi görevli değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Her ne kadar davada Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yargılama yapılarak davanın esası hakkında karar verilmiş ise de, uyuşmazlığın hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın açılış tarihi itibari ile TTK’nın 5. maddesine göre, ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.