3. Hukuk Dairesi 2017/4786 E. , 2019/3103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ,davalı şirkete ...... ve ...... plaka sayılı kamyonlarını şoförlü olarak kiraya verdiğini,bu araçlardan ...... plakalı aracın akaryakıtının davalı tarafça karşılanmak üzere 31 günlüğüne kiraya verildiğini, diğer ...... plaka sayılı kamyonun ise 22.01.2013 tarihinde toplam 162 ton x 6,50 TL karşılığında akaryakıtı kendisine ait olmak üzere 2 gün toplam 162 ton ...... belediyesine ait yapı işlerinde davalı şirket için duvar taşı ve kum nakliyesi yaptığını, anlaşma gereğince %18 KDV ile toplam 7.113,43 TL bedelli faturayı düzenlediğini, davalı firmanın sözleşme ile yükümlenen hizmeti almasına ve kiraladığı aracı kullanmasına rağmen iş bu fatura bedeli olan 7.113,43 TL ‘yi ödemediğini, yine davalı tarafın araçların kapasitesi üzerinde yük taşıdığını ve bu sebeple çalışırken hem araç sahibi hem de davalı şirkete ceza kesildiğini, ancak fazla yük taşınması nedeni ile ...... plaka sayılı kamyonun 11.02.2013 tarihinde şanzıman ve diferansiyelinde arıza meydana geldiğini, bu arızanın da ilgili fatura ile dava dışı şirkete yaptırıldığını, davalı tarafça bu hasar bedellerinin de ödenmediğini,bu nedenle ...... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4855 esas sayılı icra takip dosyası ile davalı hakkında icra takibi yaptıklarını,davalının takibe haksız şekilde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı , taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafın davasını faturaya dayandırmakta olup iş bu faturanın kendilerince kabul edilmediğini, fatura içeriğinin doğruluğunun yazılı delille ispatı gerektiğini, kendilerinin davacı ile değil, davacının eşi olan dava dışı ...... ile aralarında bir kiralama ilişkisi olduğunu, ...... plakalı aracın 27 gün kullanıldığını, tüm hakedişlerinin alındığının davacı eşi dava dışı ...... tarafından ibra edildiğini savunarak,davanın reddini ile lehlerine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,...... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/4855 E sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.310 TL asıl alacak üzerinden devamına;asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun"una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 299. maddesinde; "kira sözleşmesi, kiraya verenin birşeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanımlamaya göre; davacı tarafından şoförü ile birlikte kullanılması için davaya konu edilen kamyonların davalıya tahsis edilmesi kararlaştırıldığından, taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi olduğundan bahsedilemez.
HMK"nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek "Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir." ifadesine yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğu ve davalı şirket tacir olmakla, davacının da tacir olup olmadığı belirlenerek TTK"nın 4. ve 5. maddeleri de dikkate alındığında uyuşmazlık ticari dava niteliği taşıdığı takdirde Asliye Ticaret Mahkemelerinin, ticari dava niteliği taşımadığı takdirde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olacağı gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.