1. Hukuk Dairesi 2019/3988 E. , 2020/6788 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece 35 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ... ve ...’in kabulü nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise kayıt malikinin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, ancak vekil tarafından satış bedelinin davacıya ödendiği savunmasının ispat edilemediği, ipotek bedelinin satış bedelinden düşük olduğu gözetilerek, 96.481,51 TL’nin davalı ... ve ...’den faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı ... ve ...’in istinaf başvuruları ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından kısmen kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, 35 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tazminat miktarından ipotek bedeli mahsup edildikten sonra kalan 46.481,51TL’nin davalı ... ve ...’den faiziyle tahsiline ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir. Davacı, adına kayıtlı 241 ada 124 parsel, 152 ada 35 parsel, 115 ada 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların satışı için davalı ...’i vekil tayin ettiğini, uzun süre geçmesine rağmen vekilin satış işlemleri hakkında bilgi vermemesi üzerine tapu müdürlüğünden taşınmazları sorguladığında, 124 ve 35 parsel sayılı taşınmazların vekilin oğlu olan diğer davalı ...’e, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların ise önce vekilin iş arkadaşının oğlu olan dava dışı ...’e, onun tarafından da davalı ...’e devredildiğini, satış bedelleri ödenmediği gibi, gerçek değerin altında olan bedellerle temlikin gerçekleştirildiğini vekilin diğer davalılarla iş birliği içinde hareket ederek vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil olmazsa bedel isteğinde bulunmuştur.Davalı ..., taşınmazı bedel karşılığında satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu; davalı ... ve ...; 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ipotek olduğunu, alıcının satış bedeline mahsuben bu ipotekleri ödeyerek taşınmazları devraldığını, davacının da bu işlemlere bir itirazı olmadığını, diğer taşınmazların ise davacının isteği üzerine bedelsiz olarak ...’e devredildiğini, taşınmazı iadeye hazır olduklarını ancak davacının şimdiye kadar iade isteği olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 35 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ... ve ...’in kabulü nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise kayıt malikinin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, ancak vekil tarafından satış bedelinin davacıya ödendiği savunmasının ispat edilemediği, ipotek bedelinin satış bedelinden düşük olduğu gözetilerek, 96.481,51 TL’nin davalı ... ve ...’den faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı ... ve ...’in istinaf başvuruları ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından kısmen kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, 35 ve 124 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tazminat miktarından ipotek bedeli mahsup edildikten sonra kalan 46.481,51TL’nin davalı ... ve ...’den faiziyle tahsiline karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının ... 1.Noterliğinin 08.06.2015 tarih 4938 yevmiye numaralı vekaletname ile adına kayıtlı 241 ada 124, 152 ada 35, 155 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazları dilediğine, dilediği bedelle satmaya satış bedelini almaya davalı ...’i vekil tayin ettiği, bu vekaletnameye istinaden 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların 24.07.2015 tarihinde üzerinde Ziraat Bankası lehine 08.10.2012 tarihli 40.000,00 TL bedelli ipotekler ile birlikte sırasıyla 5.000,00 TL ve 7.000,00 TL bedellerle dava dışı ...’e, ... tarafından da 30.07.2015 tarihinde ipotek terkin edildikten sonra davalı ...’e 06.11.2015 tarihinde satıldığı, 35 ve 124 parsel sayılı taşınmazların ise 11.06.2015 tarihinde üzerlerindeki Ziraat Bankası lehine 05.10.2010 tesis tarihli ipotekler ile birlikte sırasıyla 5.700,00 TL ve 8.500,00 TL bedellerle vekilin oğlu olan davalı ...’e devredildiği, davalı ... tarafından 13.07.2015 tarihli alıcısının ipotek alacaklısı ..., gönderenin ise ara malik ...’ün vekili ... olan 50.000,00 TL bedelli dekontun sunulduğu, tapu kaydından 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ipoteğin 30.07.2015 tarihinde terkin edildiği, vekilin 26.05.2016 tarihinde azledildiği, mahkemece yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda 28 parsel sayılı taşınmazın satış tarihindeki değeri 62.846,33 TL; 29 parsel sayılı taşınmazın ise 33.635,07 TL olduğu tespit edilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, tüm dosya kapsamına göre; vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının sabit olduğu; davalı ...’in ise kötü niyetli ve vekille el ve işbirliği içinde olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal tescil, 124 ve 35 parsel sayılı taşınmazlar yönünden de tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların bilirkişi raporunda temlik tarihindeki değerleri belirlenmiş olmasına rağmen, bu bedelden temlik tarihinde var olan ipoteğin mahsup edilip edilmediği anlaşılamadığı gibi, taşınmazların rayiç değeri hesaplanırken kamulaştırma bedel tespiti yöntemiyle bir hesaplama yapılmış olması da doğru değildir.Diğer yandan; davacının ipotek borcuna temlik tarihinde olup olmadığı, borca mahsuben ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmadan, bölge adliye mahkemesi tarafından ara malik ... vekili ... tarafından yatırılan tutarın tamamının satış bedelinden mahsup edilmesi de doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, önceki bilirkişiden ek rapor almak yahut yeniden bir bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki ipoteksiz rayiç bedellerinin belirlenmek suretiyle ödenmeyen bir ipotek bedeli varsa bunun mahsup edilerek kalan miktarın davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle sonuca gidilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.