Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şirket vekili ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu"nun 17 ve 20. vd. maddeleri ve tebligat tüzüğünün ilgili maddeleri gereğince tebliğ yapan posta memurunca tüzel kişilere yapılacak tebligatla tebliğin ne şekilde yapılacağı ve tebliğ edilecek şahıs bulunamadığı takdirde tebligatın arkasına bu hususun şerh ve beyan edilerek bildirilmek zorunda olduğunu kendisine yapılan tebligatta bu lazimeye uyulmadığını tebliğ tarihinin 07.05.2007 olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
Borçlu şirkete gönderilen ödeme emri tebligatının "Adreste tebliğe caiz kimse olmadığı, komşusu N. Ç. beyanıyla anlaşıldığından tebliğ işleminin İİK"nun 21.maddesine göre gerçekleştirildiği görülmektedir.
Hükmi şahıslar adına TK"nun 21.maddesine göre yapılan tebligatta Tüzüğün 28.maddesindeki koşulların araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi de zorunlu olmadığından yapılan tebligat işlemi usulüne uygun olduğu gibi tebligat yapılmadığından bahisle tebliğ tarihini 07.05.2007 olarak düzeltmesi isabetsizdir.
Ayrıca, 13.04.2007 tarihli haciz borçlu şirket müdürü P. K. huzurunda yapılmış ve haciz tutanağı adı geçen tarafından imzalanmıştır. Artık bu tarihte borçlu şirket hakkındaki takipten haberdardır. Tebligata muttali olduğu tarihe göre şikayet yasal 7 günlük süre geçirilerek yapıldığından istemin süreden reddi yerine işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.