11. Hukuk Dairesi 2019/4545 E. , 2020/1308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 3. Tüketici Mahkemesince verilen 16/04/2019 tarih ve 2016/403-2019/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ..."in T.Halkbankası A.Ş" den çekmiş olduğu kredinin teminatı olarak muris adına davalı şirket nezdinde hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, murisin 13/04/2015 tarihinde hayatını kaybetmesi üzerine poliçe kapsamında davalı şirkete yaptıkları başvurunun reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; müteveffa sigortalının sigorta poliçesi tanzim edilmeden önce böbrek ve kalp yetmezliği hastalığının kendisinde mevcut olduğunun vefat dosyası kapsamında anlaşıldığını, bunun üzerine başlatılan inceleme sonucunda TTK ve Hayat Sigortaları Genel Şartlarının ilgili maddesine istinaden beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edildiğinin tespit edildiği ve bu sebeple sözleşmeden cayıldığını, sigorta bedelinin tazmin edilemeyeceği ve priminin iade edilemeyeceğinin müteveffanın mirasçılarına bildirildiğini, vefat ile rahatsızlığı arasında açıkça illiyet bağının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisinin ölümünün kronik kalp-damar ve böbrek hastalığı sonucu meydana geldiği, ölümüne sebep olan hastalıklarının tanısının 07/12/2010 tarihinde Bursa Devlet Hastanesi’nde konulduğu ve bu tarihten itibaren tedavi gördüğü, murisin 13/04/2015 tarihinde evinde öldüğü, murisin hastalıklarından davalı şirkete bahsetmediği ve beyanda bulunmadığı, hastalıklarını bildirme yükümlülüğünün muriste bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, Kredi Hayat Sigorta Poliçesi ile sigortalanan murisin vefatı üzerine sigorta teminatının tahsili istemine ilişkindir.
Poliçenin düzenlendiği tarihte yürürlüğe girmiş bulunan 6102 sayılı TTK"nın 1439. maddesi uyarınca Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı aynı kanunun 1440. maddesinde belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.
Somut olayda Mahkemece, her ne kadar murisin bildirim yükümlüğünü ihlal ettiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, davacıların kredi borcunu ödediği de dikkate alınarak 6102 sayılı TTK"nın 1439. maddesi uyarınca herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.