10. Hukuk Dairesi 2014/394 E. , 2014/22066 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Mersin 3. İş Mahkemesi
Tarihi :03.10.2013
No :2012/118-2013/377
Dava, yersiz ödenen aylıklar nedeniyle oluşan Kurum zararının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Gülistan Kavvas avukatları ile H.. K.., B.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum tarafından muris Sabit’e, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan ilk eşinin 25.09.2000 tarihinde vefatından sonra hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı bağlandığı, davalılar murisi Sabit’in ise 20.04.2001 tarihinde yeniden evlendiği, bu durumun Kurumca 30.12.2009 tarihinde öğrenilmesinden sonra, 05.01.2010 tarihli işlemle davalılar murisi Sabit’e ödenen ölüm aylıklarının başlangıçtan itibaren kesilmesi ile yersiz ödeme olduğu gerekçesi ile 01.09.2003–01.01.2010 tarihleri arasındaki ödemeler toplamının tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yersiz ödenen tutarların iadesi gerektiğine dair yaklaşım yerinde ise de; davacı Kurumun alacağı miktarın 5510 sayılı Yasa kapsamında belirlenmesi bakımından verilen kararın, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise, bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Yasa öncesi mevzuata bakıldığında, 506 sayılı Yasanın "Yersiz ve yanlış ödemelerin tahsilini düzenleyen 121. maddesinde yersiz ödeme halinde iade yükümünün kapsamını belirleyen bir düzenleme bulunmadığı gibi, anılan Yasa içeriğinde konuyu düzenleyen başka bir düzenlemenin de yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, sebepsiz zenginleşmenin kasıtlı kusurlu davranıştan veya Kurumun hatalı işleminden kaynaklanmasına bağlı olarak istirdadı mümkün ödeme miktarları belirlenmiştir. Kapsam belirlendikten sonra, ilgilinin Kurumdan alacağı yoksa geri alma işleminin genel hükümlere göre yapılacağı öngörülmüştür. 5510 sayılı Yasanın geçici maddelerinde ise, yersiz ödemelerin tahsili konusunda önceki hükümlerin uygulanması gereğini öngören herhangi bir kural yer almamaktadır. Dolayısıyla 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gerekmektedir.
Eldeki davada, mahkemece, davalılar murisi Sabit’in 27.09.2003 tarihinde evli olması ve bu durumu Kuruma bildirmemesine rağmen, ilk eşi Rahide‘den gelen aylıkları almaya devam ettiği, bu durumda, davacı Kurum hatasından bahsedilemeyeceği gibi, Sabit’in iyiniyetinden de sözedilemeyeceği; buna göre, davacı Kurumun alacağının 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin “a” bendine uygun şekilde, asıl alacak, ödeme tarihleri, faizin başlangıç ve bitiş tarihi ve dönem dönem uygulanan faiz oranlarını ayrı ayrı gösterir şekilde denetime elverişli hesap raporu aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aynı maddenin “b” bendi gereğince Kurum hatası olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda değerlendirme yapmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılardan Gülistan Kavvas avukatları ile H.. K.., B.. B.."nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan Gülistan Kavvas, H.. K.. ve B.. B.."ye iadesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.