3. Hukuk Dairesi 2017/15564 E. , 2019/3142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 09.04.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı vekili ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davacı idareye ait ... İlçesi dahilindeki ÖNİR:4400 (Sicil: 22700) nolu ruhsat sahasının davalı ......Ltd.Şti. tarafından ihale yoluyla devir alındığını ve davalı şirketle idare arasında ... Noterliği"nin 18.10.1995 tarih ve 55482 yevmiye nolu ruhsat hakkının devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının 05.06.2008 tarihli dilekçesi ile sahada 50 ton üretim yaptığını bildirdiğini, daha sonra üretim yapılmadığını ve davalı tarafından 29.12.2006 tarihli terk dilekçesinin ..."e verdiğini, terki müteakip olarak ruhsat alanının üçe bölünerek II. grup kapsamında ihale edildiğini, ihale neticesinde 80.78 hektarlık alanın yeniden davalıya 200711968 ruhsat numarası ile ruhsatlandığının bildirildiğini, davalı ile yapılan sözleşmenin 6/e maddesine göre işletmeci işletmenin ömrü boyunca ürettiği cevherin (mermer) beher tonunun ocakbaşı satış fiyatının %5 ini MTA"ya maden ara katkı payı olarak ödemeyi yüklendiğini, davacının bu paydan yoksun kaldığını, sözleşmenin 14.maddesine 03.12/2011 tarihi itibari ile hesaplanan 1.657.920 TL maden ara katkı payı alacağının 01.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek cari reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, talep edilen alacağın Maden İşleri Genel Müdürlüğünün 18.06.2010 tarihli yazısı ile öğrenildiği anlaşılmakla, alacağın BK"nun 60.maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında düzenlenen ruhsat hakkının devrine ilişkin sözleşmenin, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca sözleşme süresinin işletme hakkının ilgili kanun hükümleri çerçevesinde terk edileceği tarihe kadar geçen süre olarak kabul edildiğini, davalının 29.12.2006 tarihli dilekçe ile ..."e başvurularak Maden Kanunu 32. maddesi uyarınca terk talebinde bulunduğunu, terk başvurusunun kabul edildiğini, terk işleminin idari bir işlem olan olur ile geçerlilik kazandığını, söz konusu sözleşmenin davalı tarafından fesih edilmediğinden sözleşmenin 14. maddesi uyarınca davacı zararından bahsedilemeyeceğini, maden sahasının ... tarafından ihale ile devrinin illiyet bağını kestiğini, dava konusu maden sahasının tekrar ihaleye çıkartılmasının ..."in yetkisinde olup, yapılan ihalenin herkesin katılımına açık olduğunu, bu sebeple maden sahasının tekrar ihale yolu ile devrinin davacının iddia ettiği zarar ile davalı şirket eylemi arasındaki illiyet bağını kestiğini, davalının, davacı tarafa %5 maden katkı payını vermemek amacı ile maden sahasını terk ettiği iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafça yapılan zarar hesabının da hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davalının ruhsat sahasını terk için yaptığı başvurunun kabul edilmesi nedeniyle sözleşmenin tek taraflı olarak sonra erdirilmediği ve sözleşmenin 14. Maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya dayanak, taraflar arasında imzalanan, Ankara 25. Noterliği"nin 18.10.1995 tarih ve 55482 yevmiye nolu ruhsat hakkının devrine ilişkin sözleşmesinin varlığı hususunda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 6/a maddesinde; "işletmeci devir aldığı sahada ön işletme ve işletme dönemi çalışmalarını 3213 sayılı maden kanunu bu kanun yönetmeliklerine uygun şekilde ve yasal süreleri içinde yapacaktır. Aksine davranış nedeniyle MTA"nın maruz kalacağı gelir mahrumiyetinden işletmeci sorumlu olacaktır." 6/e maddesinde, "işletmecinin (sözleşme 6/c ve 6/d’de belirtilen ödemeler dışında) işletmenin ömrü boyunca ürettiği cevherin (mermer) beher tonu için ocak başı satış fiyatının % 5’ini MTA’ya maden arama katkı payı olarak ödemeyi yüklendiği", 14.maddesinde ise; "iş bu sözleşme işletmeci tarafından tek taraflı olarak feshedilmez. Bu sözleşmenin işletmeci tarafından yürütülmemesi veya eksik bir tarzda yürütülmesinden doğacak MTA hak ve menfaatlerini işletmeci tazminat olarak ödemeyi taahhüt eder" hükümleri belirlenmiştir. Tarafların özgür iradeleri ile kararlaştırılmış olan sözleşme maddeleri geçerli olup tarafları bağlar. Davalı davacı kuruma sunduğu işletme projesi ile üretim, üretime bağlı tesis yatırımı ve kapasite kullanımını göz önüne alarak madenin ekonomik ve faydalı şekilde kullanılmasını taahhüt etmiştir. Bu durumda, Mahkemece, sözleşme hükümleri ve işletme projesi dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.