3. Hukuk Dairesi 2019/462 E. , 2019/3172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 88130 nolu tarımsal sulama abonesi olduğunu, sayacının yanması nedeniyle kuruma başvuru yaptığını ve sayacın değiştirildiğini daha sonra davalı kurumca haksız olarak endeks esaslı olmayan 16.505,50 TL kaçak tahakkuku yapıldığını belirterek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sayaç yanık olduğu için tüketim okunamadığını, ancak sayacın yanık olmasının abone sahibinin tüketim yapmadığı anlamına gelmediğini, sayacın tüketim kaydetmediği döneme ilişkin olarak EPDK Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre tahakkuk yapıldığını, ekte sundukları belgeden de anlaşılacağı üzere kaçak tahakkuku yapılmadığını normal tüketim yapıldığını, yapılan tüketimin de önceki tüketimlerin ortalaması olup davacının dava açmada hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 10.747,86TL borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 08/02/2016 tarihli 2014/20731 Esas – 2015/16587 Karar sayılı kararı ile; "EPMHY 19.maddesine göre, sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde öncelikle müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak hesap yapılması gerektiği kuşkusuzudur.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle, abonelik sözleşmesi ve aboneliğin başlangıcından ihtilaf konusu fatura tahakkuk dönemine kadar olan geçmiş dönem tüketim ekstrelerinin celbedilerek, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 19.maddesi gereği öncelikle geçmiş dönem tüketimleri incelenerek davalının talep edebileceği bedelin hesaplatılması için konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması, daha sonra
toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkete 11.970,65TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut olayda; mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının 10.747,86 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmü sadece davalı yan temyiz etmiş, hüküm eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesi ile davalı yararına bozulmuş, bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise davacının 11.970,65TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Mahkeme, verilen ilk hükmü sadece davalı yan temyiz ettiği halde, davalı yanın aleyhine hüküm kurmuştur. Davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı ihlal ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.