Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/38
Karar No: 2019/3175
Karar Tarihi: 09.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/38 Esas 2019/3175 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/38 E.  ,  2019/3175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurularak harcandığını ileri sürerek 2 adet burma bilezik, 21 adet düz bilezik, 1 adet set takımı, 1 adet saat, 3 adet bileklik, 15 adet küçük altın, 5 adet yüzük, 2 adet küpenin aynen iadesine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ziynet bedeli olan 10.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.05.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 30.000 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı, davacıya talep ettiği kadar altın takılmadığını, takılan altınların ise bir kısmının davacıda bir kısmının da davacının annesinde bulunduğunu, evlilik süresince çeyrek altın ve birkaç bilezik bozdurularak evin ihtiyaçları için kullandıklarını, bazı altınların ise bizzat davacı tarafça bozdurularak kendi ihtiyaçları için harcadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, dava konusu altınların davalı tarafça borçlarını ödemek üzere davacıdan zorla alınarak satıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne ve dava konusu altınların mevcutsa aynen iadesine iade edilememesi halinde 30.000,00TL altın bedelinin 10.000,00TL"sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte 20.000,00TL"sinin de ıslah tarihi olan 26/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 3. HD. 06.11.2017 T. 2016/7200 E. 2017/15255 K. sayılı ilamı ile "HMK. 297. Maddesi (HUMK. md. 388) gereğince; mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde infazı kabil karar vermesi gerekir.
    Davacı dilekçesinde, öncelikle eşyaların aynen iadesinin talep edilmiş olması karşısıda, hükümde davacıya öncelikle aynen iadesine karar verilen eşyaların tür ve nitelikleri de açıklanmak sureti ile tek tek yazılması gerekirken, mahkemece bu husus göz ardı edilerek, dava konusu eşyaların davacıya aynen iadesine şeklinde infazı mümkün olmayan bir karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile bozmuştur.

    Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiş; "altınların davacı uhdesinde bulunmadığı ve önceki gerekçeli kararda belirtildiği şekilde davacıdan zorla alınarak satıldığı anlaşılmakla mahkememiz gerekçeli kararındaki hüküm fıkrası infazda herhangi bir tereddüt oluşturmayacak şekilde düzenlenerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile, davanın kabulü ile 30.000,00TL altın bedelinin 10.000,00TL sinin dava tarihinden, 20.000,00TL sinin ıslah tarihi olan 26/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun, 2013/13-597 E.- 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla, mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra, buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır." Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir. Diğer bir anlatımla kural olarak, bozma kararına uyan mahkemenin bu kararın içeriğine uygun işlem yapması zorunludur; bu aynı zamanda lehine bozma yapılan taraf yararına doğan bir kazanılmış haktır. Bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
    Somut olayda; mahkeme, bozma kararına uyduğu halde, gereklerini yerine getirmemiştir.
    Mahkemece; asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında, açık ve tereddüde yol açmayacak şekilde infazı kabil karar verilmesi gerekmektedir. Dava konusu edilen altınların davalının elinde olmadığı gerekçesi ile aynen iade talebi yönünden hüküm kurmaması ve sadece bedel iadesi yönünden hüküm kurması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 6100 sayılı HMK ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK"nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi