Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15901
Karar No: 2019/13225
Karar Tarihi: 17.06.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/15901 Esas 2019/13225 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/15901 E.  ,  2019/13225 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (iş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davalı işyerinde 05/03/2011 tarihinde işe başladığını, bu tarihten itibaren iş yerinde bakım personeli olarak aralıksız şekilde çalıştığını, 06/06/2013 tarihinde doğum iznine ayrıldığını raporun sona erdiği 03/10/2013 günü iş başı yapmak üzere iş yerine gittiğinde davalı iş veren tarafından işe başlatılmadığını istifa etmesinin istendiğini, bunu takiben 04/10/2013 günlü yazıda da doğum izni bitmesine rağmen 03 ve 04/10/2013 günleri işe gelmediği bu nedenle de iş akdinin feshedileceğinin tebliğ edildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının 21.06.2013 başlangıç tarihli doğum raporu aldığını rapor süresi 02.10.2013 tarihinde bitmesine rağmen iş yerine gelmediğini, davacının üst üste işe gelmemesinden dolayı çalıştığı Kurum tarafından 03.10.2013 ve 04.10.2013 tarihlerinde tutanaklar düzenlenip imza altına alındığını, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından davacıya, 2013/10-878 sayı ve 04.10.2013 tarihli fesih bildiriminde “03.10 ve 04.10. 2013 tarihlerinde işyerine neden gelmediği hususunda mazereti varsa bu mazeretini iki gün içinde taraflarına bildirmesi, bildirmemesi durumunda 4757 Sayılı İş kanunun 25. Maddesine göre işçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın ard arda iki iş günü devam etmemesi” bendine göre iş akdinin feshedileceği tebliğ edildiğini, davacının bu sürede herhangi bir savunmada bulunmadığını, buna rağmen davacının iş sözleşmesinin derhal feshedilmediğini mazeret vermesi için müvekkil şirketçe beklenildiğini ancak herhangi bir cevap gelmeyince davacının işten çıkışının 22.10.2013 tarihinde gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut olayda, davacı ücret alacaklarının ödenmediğini ve 03.10.2014 tarihinde davalı işyerine gittiği halde işe başlaştıldığını, iş akdinin haksız olarak fesh edildiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının devamsızlık yaparak 03, 04.10.2014 tarihlerinde işyerine izinsiz ve mareretsiz olarak gelmediğini, iş akdinin devamsızlık nedeni ile haklı olarak fesh edildiğini savunmuştur. Mahkemece davacının 03.10.2013 tarihinde işe başlamak için gittiğini ispat edemediğini ancak ulusal bayram ve genel tatil alacağı ile fazla mesai alacağı bulunduğu için, davacının iş akdini haklı nedenle fesh ettiğini kabul etmiştir. Mahkemenin kıdem tazminatı alacağı yönünden kabulü yerinde değildir. Zira, davacı iş akdinin davalı tarafından fesh edildiğini iddia etmesine rağmen mahkemenin davacının ödenmemiş işçilik alacağı bulunduğundan bahisle iş aktinin davacı tarafından haklı nedenle fesih edildiğini kabul etmesi hatalı olmuştur. Mahmekece dosya kaspamındaki delil ve belgeler ile tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak, iş akdinin davalı tarafından haklı nedenle fesh edilip edilmediği değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    2-Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağının bulunup bulunmadığı noktasında da uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Somut olayda, bilirkişi tarafından fazla mesai alacağı hesabı tanık beyanlarına göre davacının 06:00- 08.00 saatleri arasında çalıştığı, günlük 11 saati aşan çalışmalar nedeni ile çalışılan günde 3,5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Ancak davacının maaş bordrolarında, 2011 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ayları ile 2013 yılı 1-10 ayları arasında fazla mesai tahakkuları bulunmakta olup, ücret bordroları imzasız olduğundan bu dönem dikkate alınmadan, davacının tüm çalışma dönemi için fazla mesai alacağı belirlenmiştir. Mahkemece, davacının banka hesap hareketleri getirtilmeden ve davacıya maaş bordrolarında tahakkuk etmiş olarak görünen fazla mesai ödemelerinin yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi