
Esas No: 2018/1979
Karar No: 2021/4663
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 7. Daire 2018/1979 Esas 2021/4663 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1979
Karar No : 2021/4663
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: … Petrol Ürünleri Madeni Yağlar Sanayi Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen 2009 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizi ve yargı harcından oluşan kamu alacağının adı geçen şirketin ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, asıl borçlu şirkete ait, Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesine, anılan taşınmaz üzerinde bulunan binaya, iki adet çekici ve iki adet römork üzerine haciz uygulanmasına karşın, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 3, 54, 88, 90 ve 91. maddelerinde yer alan düzenlemelere uygun işlemlerin tesis edilmediği, dolayısıyla amme alacağının, asıl borçlu şirketin malvarlığından anılan Kanun'un öngördüğü usule uygun olarak tahsil edilemediğinin veya tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulmadığının anlaşılması karşısında, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddeleri ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun, aksi kararlaştırılmadıkça, limited şirket ortaklarının hep birlikte temsile yetkili olduğuna ilişkin 540. maddesine değindikten sonra; şirketten tahsil olanağı kalmadığı saptanan kamu alacağının öncelikle kanuni temsilcinin mal varlığından aranılması, buna rağmen tahsil edilemezse hisseleri oranı ile sınırlı olmak üzere, şirket borcunun ilgili olduğu dönemde şirket ortağı olanların takibe alınması gerekirken, doğrudan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Kanun'un 10. ve 6183 sayılı Kanun'un 35. maddelerinde ortaklar ve kanuni temsilciler yönünden farklı takip usulleri düzenlenerek anılan kişiler arasında takip yönünden bir öncelik sıralamasının yapılmadığı, dava konusu işlemin diğer unsurlar yönünden de hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'ÜN DÜŞÜNCESİ: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanuni temsilcilerin veya ortakların sorumluluğunda bir öncelik sırası öngörülmediği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bakımdan, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmekte olup, dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Petrol Ürünleri Madeni Yağlar Sanayi Ticaret Limited Şirketinin borçlarını karşılayabilecek derecede yeterli miktarda mal varlığı tespit edilemediğinden bahisle anılan şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan 2009 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin özel tüketim vergisi, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizi ve yargı harcının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı; temsilciler veya teşekkülü idare edenlerin bu suretle ödedikleri vergiler için, asıl mükelleflere rücu edebilecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Limited şirketlerin amme borçları" başlıklı 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen ve kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların tamamının kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde ise limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil olanağı bulunmayan amme alacağından sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı yolundaki düzenlemeler ile 20/06/2019 tarih ve 30807 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 11/12/2018 tarih ve E:2013/1, K:2018/1 sayılı kararı uyarınca limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunun'da ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sırasının bulunmadığı, dolayısıyla, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığı açıktır.
Bu durumda, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmek üzere dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddine ilişkin kararın bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 10/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.