
Esas No: 2019/6795
Karar No: 2021/5434
Karar Tarihi: 10.11.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6795 Esas 2021/5434 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6795
Karar No : 2021/5434
TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten, ...ve
...'ya velayeten ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı / ...
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. ...
Hukuk Müşaviri Av. ...
MÜDAHİLLER (DAVALI YANINDA) : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; yakınları ...'in, Polatlı Devlet Hastanesi'nde 07/06/2012 tarihinde sezaryen ile gerçekleştirilen doğum sırasında hizmetin kusurlu yürütülmesi sonucu 15/01/2013 tarihinde hayatını kaybettiği iddiasıyla, ... için 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi, bakıcı ücreti karşılığı 1.000,00 TL maddi, cenaze ve defin giderleri karşılığı 1.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi, 55.000,00 TL manevi tazminatın, operasyon tarihi olan 07/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince; sezaryen ameliyatı akabinde davacılar yakını ...'in hayatını kaybetmesinin tıbbi işlemler ve tedaviden kaynaklanmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile ortaya konulması karşısında, idarenin sağlık hizmetini kusurlu yürüttüğünden söz edilemeyeceği ve tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, müteveffanın anesteziden uyanma esnasında nabzının yavaşladığı ve solunumunun durmasıyla arrest geliştiği, ancak ameliyat ekibinin ifadelerinde 10 dakika sonra emboli atımı sonucu solunumun durduğunun belirtildiği ve hükme esas alınan raporda, bu hususun değerlendirilmiş olması nedeniyle çelişkinin giderilmemiş olduğu, her davette gelmeye mecbur olan icapçı anestezi hekiminin 3 defa aranmasına rağmen hastaneye gelmemesinin hizmetin kötü işlediğini gösterdiği, bilirkişi raporuna yapılan itirazın Mahkemece değerlendirilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMALARI : Davalı idare ve müdahil ...tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuş; müdahil ...tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesi'nce, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na Ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı'nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar yakını, 07/06/2012 tarihinde 39 haftalık ağrılı gebe olarak Ankara Polatlı Devlet Hastanesine müracaat etmiş, daha önceki doğumunun da sezaryenle yaptırılmış olması sebebiyle hakkında sezaryen kararı alınmıştır. Bunun üzerine anestezi teknikerince, ilki saat 18.00 sularında olmak üzere, icapçı olan Anestezi Uzmanı Dr. ...(müdahil) 3 defa telefonla aranarak bilgi aktarılmış, anestezi uzmanının telefonla verdiği talimat ile saat 19.40'ta anestezi teknikerince anestezi işlemi başlatılmış, saat 20.00'da biten ameliyattan uyandırma esnasında davacılar yakınının nabzı düşmeye başlamış ve solunumunun durmasıyla kardiyak arrest gelişmiş, yapılan müdahale ile solunum ve kalp atımı geri döndürülmüş, ertesi gün yer bulunması üzerine davacılar yakını Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmiş, 06/08/2012 tarihinde Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden evde veya bakım evinde bakılacak hasta olduğu belirtilerek taburcu edilmiş, Bursa Devlet Hastanesi özürlü sağlık kurulu raporuna göre, "doğum süreci ve doğum esnasında gelişen hipoksik ensefalopati, spastik tetraprezi" tanısı ile engel oranı %100 olarak belirlenmiş ve 15/01/2013 tarihinde evde hayatını kaybetmiştir.
Meydana gelen olayın hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla davalı idareye tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
Olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Mahkemece bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen ...tarih ve ...karar numaralı raporda, kişinin ağrılı gebe olarak müracaat ettiği, eski sectiolu olduğundan doğumun sezaryen ile gerçekleştirilme endikasyonunun doğru olduğu, gebenin anestezi yönünden değerlendirildiği, laboratuvar tetkiklerinin incelendiği, risk tespit edilmediği, Anestezi Teknisyeni ... tarafından o günün icapçısı Anestezi Uzmanı Dr. ...'a haber verildiği, Teknisyen ...'a anestezi uygulaması talimatı verildiği, anestezi uygulanarak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. ...tarafından saat 19.00 da gebenin sezaryen ameliyatına alındığı, 9-10 apgarlı sağlıklı bebeğin doğurtulduğu, saat 20.00 'de ameliyatın bittiği, genel anesteziden uyandırma aşamasında nabzın düşmeye başladığı, solunumun durduğu ve arrest olduğu, kalp masajı ve defibrilasyon uygulandığı, 5 amp atropin 2 amp adrenalin uygulandığı, 1000 cc izotonik içinde infüzyon şeklinde Nahc03 gönderildiği, 5-10 dakika içinde kalp ritminin sağlandığı, solunum ve kalp atımının döndüğü, dahiliye ve nöroloji bölümlerine konsülte edilerek değerlendirildiği, yoğun bakıma alınarak takibi başlandığı ve uygun yer bulunması ile birlikte bir üst yoğun bakım merkezine sevkinin sağlandığı dikkate alındığında; adli dosya kapsamındaki ifadelerden ve anestezi fişinden elde edilen bilgi ve bulgulara göre, kişiye uygulanan anestezi seçiminin uygun olduğu, anestezide kullanılan ilaçların seçiminin, dozunun, uygulanma şeklinin uygun olduğu, anestezi süresince yapılan hasta takibinin uygun olduğu, SPO2 takibine ait kayıt fişe yazılmamış olmakla birlikte ifadelerinde SPO2'nin yapıldığının anlaşıldığı, tansiyon ve nabız takibinin uygun olduğu, hasta uyandırılıp dekürarize yapıldıktan sonra ekstübe edildikten 5-10 dakika sonra bradikardi, solunum durması olmasının değişik nedenlere bağlı olabileceği, gelişen bu duruma karşı da gerekli müdahalenin zamanında doğru şekilde yapıldığı anlaşıldığından; kişinin ameliyatında, anestezisinde, ameliyat sonrası takibinde görev alan doktorlara, anestezi teknisyenine, yardımcı sağlık personeline ve hastane idaresine kusur atfedilemeyeceği yönünde görüş belirtilmiş, İdare Mahkemesince de anılan rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamaktadır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, mahkemece, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
İdarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütme yükümlülüğünün bulunduğu tartışmasızdır.
Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Öte yandan, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği'nin, nöbet türlerini düzenleyen 42. maddesi, 1. fıkrası (A) bendinde, "İcapçı nöbeti (Ev nöbeti): Uzman adedi nöbet tutacak miktarlardan az, fakat birden fazla olan kurumlarda uzmanlar sırayla ev nöbetini tutarlar. Bunun için aylık ev nöbet listeleri hazırlanır. Ev nöbetçisi mesai saatleri dışında kurumun idari ve tıbbi her türlü gereklerinden sorumludur. Ev nöbetçisi akşam vizitlerini yapmaya, mesai dışında bulunduğu yeri bildirmeye, kuruma her davette gelmeye mecburdur." kuralı; "Anestezi uzmanının görev ve yetkileri" başlıklı 116. maddesinde, "Kendisine bir gün önceden verilecek ameliyat listelerine göre vak'aların niteliklerini ve ameliyat sürelerini gözönüne alarak günlük ameliyathane çalışma listelerini düzenler. Ameliyat olacak hastaların ameliyata hazırlanması için gerekli incelemeler ile konsültasyonların yapılmasını ve bu hastaların premedikasyonunu sağlar. a) Narkoz ve ameliyat sonrası bakım yerlerinde çalışan personelin hizmetle ilgili amiri olup, onların düzenli ve verimli çalışmalarını ve hizmet içi eğitimlerini sağlar. Bölümünden baştabibe karşı sorumludur. b) Hastanın sağlık durumuna göre, anestezi altında ameliyat yapılıp yapılmayacağı hususunda karar verir. c) Operatörle görüşerek ameliyatın özelliğinin ve hastanın genel durumunu gözönünde bulundurmak suretiyle hastaya ameliyat masasında en uygun pozisyonu verir ve anestezi tekniğini tesbit ederek gerekli anestetiği hastaya uygular veya kendi kontrolü altında teknisyenlere uygulatır. d) Anestezi ve ameliyat altında iken hastanın durumunu, normal şartlarda seyrini temin için bütün kontrolleri (teneffüs sistemi, Üriner sistem, serebral sistem, kan ve elektrolitler, anoksiya, hastanın ateşi, terlemesi vs.) yapar veya kendi sorumluluğu altında teknisyenlere yaptırır. Anestezi şekli ve seyrini ameliyat kağıdına kaydeder. e) Ameliyat sonu hastanın normal hayati fonksiyonlarını kazanıncaya kadar gerekli gördüğü bütün tedbir ve tedavileri uygular. Bu hususta operatörle ve lüzum gördüğü diğer uzmanlarla konsültasyon yapar. Ameliyathane ve sterilizasyon işlerinde ameliyathane sorumlusuna yardımcı olur. f) Narkoz ve ameliyat sonrası bakım birimindeki her türlü cihaz, alet, ilaç ve sıhhi malzemenin sağlanması, bakım, muhafaza ve sarfından sorumludur." kuralı yer almıştır.
Ayrıca, Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin, "Sağlık Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımları" başlıklı Ek-1 sayılı ekinin, Ek-1/B kısmında "Anestezi teknisyeni/teknikeri" görev ve yetkileri, "a) Anestezide kullanılacak tüm cihaz ve ekipmanı kontrol eder ve anestezi uygulamasına hazırlar. b) Merkezi gaz kaynaklarının bağlantılarının doğru olup olmadığını, oksijen, azot protoksit, tüplerinin doluluğunu ve bağlantılarını kontrol eder. c) Uygulanacak anestezi yöntemine göre gerekli ilaç ve malzemeleri hazırlar. ç) Anestezi cihazındaki arızaları, anestezik maddelerle, anestezide kullanılan bütün yardımcı ilaç ve malzeme ihtiyacını anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanına zamanında haber verir. d) Anestezi uygulamaları ve monitörizasyon için hastayı hazırlar. e) Anestezinin güvenli bir şekilde uygulanabilmesinde, sürdürülebilmesinde ve sonlandırılmasında anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanına yardımcı olur. f) Anestezi uygulamasında hastaya ilişkin anestezi kayıtlarını tutar. g) Hasta ve anestezi işlemine ait takip bilgilerini anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanıyla paylaşır. ğ) Anestezinin sonlandırılmasından itibaren hastanın derlenme odasına güvenli bir şekilde teslim edilmesine yardımcı olur." şeklinde düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığa konu olayda, sezaryen operasyonundan önce anestezi teknikerince icapçı nöbeti tutan Anestezi Uzmanı Dr. ...(müdahil) telefonla aranarak bilgi verildiği halde, anestezi uzmanının operasyona katılmadığı ve anestezi teknikerine telefonla talimat vererek anestezi uygulamalarını yaptırdığı, davacılar yakınının operasyondan sonra uyandırılması aşamasında, bir başka ifadeyle anestezi uygulaması devam etmekte iken solunumunun durmasıyla gelişen kardiyak arreste bağlı olarak önce % 100 oranında özürlü kaldığı, ardından hayatını kaybettiği, dolayısıyla tazmine konu zararın anestezi uygulamalarıyla ilgili oluştuğu görülmektedir.
Olayla ilgili olarak düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda ise, "kişinin ameliyatında, anestezisinde, ameliyat sonrası takibinde görev alan doktorlara, anestezi teknisyenine, yardımcı sağlık personeline ve hastane idaresine kusur atfedilemeyeceği'' yönünde görüş belirtilmiş, İdare Mahkemesince de bu rapora istinaden sağlık hizmetinin kusurlu yürütülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri uyarınca, icapçı nöbeti tutan hekimin kuruma her davette gelmeye mecbur olduğu ve anestezi öncesinde, anestezi ve ameliyat esnasında, ameliyat sonunda gerekli görülen bütün uygulama, kontrol, tedbir ve tedavileri anestezi uzmanının bizzat yerine getirmesi gerektiği; anestezi teknikerinin ise, anestezinin güvenli bir şekilde uygulanabilmesinde, sürdürülebilmesinde ve sonlandırılmasında, anestezi uzmanına gözetim ve kontrol altında yardımcı olacağı açıktır.
Dava konusu olayda, icapçı nöbeti tutan anestezi uzmanının kendisine haber verildiğinde hastaneye gelip davacılar yakınının sezaryen operasyonuna katılması, anestezi uygulamasını, kontrolleri ve uyandırma işlemini bizzat yerine getirmesi veya fiili gözetimi ve kontrolü altında anestezi teknikerine yaptırtması gerekirken; mevzuata aykırı olarak telefonla verilen talimata istinaden anestezi teknikerince anestezi uzmanının gözetim ve kontrolü altında olmaksızın belirtilen işlemlerin yapılmış olması, sunulan sağlık hizmetinin özensiz ve denetimsiz biçimde kusurlu olarak işletildiğini göstermekte ve oluşan zararın idarece tazmin edilmesini gerekli kılmaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin olayda hizmet kusuru bulunması nedeniyle, İdare Mahkemesince, davacıların uğradığı iddia edilen zararların araştırılıp somut olarak ortaya konulmak ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:...K:...sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.