22. Hukuk Dairesi 2017/22978 E. , 2019/13280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ... Genel Müdürlüğünün servis ihalesi kapsamında diğer davalı şirket bünyesinde şoför olarak 01.11.2009 - 31.03.2015 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı şirketin yeni servis ihalesini kazanamaması üzerine haksız feshedildiğini, işyerinde haftalık çalışma saatlerinin 55 saati aştığını, hafta sonları çalışmasına devam ettiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Seyahat Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının ihale süresinin bitimi üzerine yeni ihaleyi alan şirket ile görüşüp anlaşarak 31.03.2015 tarihinde işi bıraktığını, yeni şirket bünyesinde 01.04.2015 tarihi itibariyle işe başladığını, davacının işine son verilmediğini, ayrıca davacının 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe giren “Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmeliğin” 9/1 maddesine göre doğrudan asıl işveren ... Genel Müdürlüğüne başvurarak kıdem tazminatının ödenmesini talep etmesi gerektiğini, bu düzenlemenin dava şartı olduğunu, ücret bordrolarından da görüleceği üzere davacıya ücreti ile birlikte asgari geçim indirimi ile fazla çalışma ücretinin ödendiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının 01.11.2009 - 31.03.2015 tarihleri arasında diğer davalı şirket ile yapılan sözleşmeler kapsamında çalıştığını, idare tarafından gerçekleştirilen ihalenin konusunun personel hizmet alımına değil, araç kiralama hizmeti alımına yönelik olduğunu, bu nedenle idarenin işveren sıfatının bulunmadığını, hak ediş değerlerinin ... Genel Müdürlüğü Malzeme Araç-Gereç ve Personel Taşıma İşi İçin Muhtelif Cinslerde Sürücülü Araç Kiralama Teknik Şartnamesinin 5.4.md.’sine göre “İhale hak ediş değerleri, fiilen çalışılan 8 saat süreli her tam gün için katma değer vergisi hariç bir günlük yevmiye olarak, tahsis edilen araç+şoför+yakıt+amortisman ve benzeri tüm giderler dahil olmak koşuluyla kullanılan 100 kilometre karşılığında bulunacaktır.” şeklinde hesaplandığını, ödemelerin hak ediş düzenlenerek yapılması nedeniyle çalıştırılan şoförlere idare tarafından herhangi bir puantaj kaydı tutulmadığını, idarenin resmi kurum olması sebebiyle davacının hafta sonu, resmi ve dini bayramlarda çalışmasının olmadığını, davalı şirkete ait işyerinde davacı ile aynı işi yapan 2 şoför daha bulunduğunu, işyerinde üçlü vardiya sistemi ile 07:00 -15:00 / 15:00 - 23:00 ve 23:00 - 07:00 saatleri arasında çalışıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece tanık anlatımları doğrultusunda davacının 24 saat fiili çalışma ve 48 dinlenme şeklinde çalıştığı, buna göre bir hafta 3 gün, takip eden iki hafta 2’şer gün, 4.hafta 3 gün çalıştığı, davacının fiilen çalıştığı her gün 14 saat – 11 saat = 3 saat fazla mesai yaptığı ve 3 gün çalışılan haftalarda 3 gün x 3 saat = 9 saat, 2 gün çalışılan haftalarda 2 gün x 3 saat = 6 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Dosyada çeşitli yıllara ait kiralık araçların devam cetveli ve ayrıca yaptıkları kilometreler ile ilgili çizelgeler sunulmuş olup bu kayıtlarda, araçların sabah çıkış kilometresi, akşam dönüş kilometresi, yapılan kilometre, günlük sabit 8 saat çalışma süresi, isim bilgisi olmamakla birlikte personel imzası ile araç şoförünün imzası yer almaktadır. Bu kayıtlarda fazla mesai sütunu bulunmakta ise de, günlük çalışma süresinin 8 saat olarak kayda girdiği tespit edilmektedir. Mahkemece bu kayıtlara itibar edilmeyerek davacı tanık anlatımlarına göre hüküm kurulmuş ise de, davalı ... Şirketi tanığı “bizden ... 3 şoför istedi, bir araç için 3 şoförün sevk ve idaresi İzsuya aitti, kendileri de birer gün birer gün çalışıyorlarmış, o da kanuna pek uygun değil ama , ... sorumluluğu üstlenmiş oluyor, bir gün çalışıp istirahat ediyorlarmış” şeklinde beyanda bulunmuş, davalı ... Genel Müdürlüğü tanığı ise puantajın kendileri tarafından tutulduğunu ve 8 saat üzerinden vardiyalı bir çalışma yapıldığını sandığını ifade etmiştir. Şu halde, somut olayda öncelikle mahkemece 8 saat üzerinden düzenlenen kayıtlara neden itibar edilmediğinin açıklanmaması hatalıdır. Diğer taraftan Dairemizce temyiz incelemesi yapılan ve davacı ile aynı dönemde servis şoförü olarak çalışan işçilere ait dosyalarda (Dairemizin 2017/20830 E. ve 2017/26498 E. sayılı) 01/01/2014 tarihinden önce 3lü vardiya sisteminde çalışıldığı bu sebeple bu tarihten önce fazla çalışma yapılmadığı kabul edilmiştir. Hal böyle iken, Mahkemece davalılar arasındaki teknik şartnameler de celbedilerek, gerek davalı tanıklarının anlatımı ile dosya kapsamındaki (8 saat üzerinden düzenlenen) çizelgeler, gerekse emsal dosyalar birlikte değerlendirilerek, davacının çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmalı, davacının tüm çalışma süresinde aynı çalışma düzeninde çalışıp çalışmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında bir karar verilmelidir. Mahkemece yazılı gerekçe ile fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18.06.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.