20. Hukuk Dairesi 2019/4012 E. , 2019/5715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ....mevkii 176 ada 23 parsel 4405,42 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile tapu kaydına istinaden ... ve ... adına tespit edilmiştir.
Davacı, Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman vasfında olduğu halde kadastro tespitinde davalılar adına tespit edildiğinden bahisle orman olarak Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ..... Kadastro Mahkemesinin 2001/394 Esas sayılı dosyasında ... ve ... çekişmeli taşınmazın ...."den miras olarak geldiğini, halen murislerinin zilyetlik ve tasarrufunda bulunduğunu, davalının hiçbir hakkı yokken kendi adına tescil yaptırdığını belirterek tespitin iptali ile adlarına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 28/03/2003 tarihinde.....mevkii 176 ada 23 parsel taşınmazın ..... mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2003/4446-5050 E.K. sayılı kararı ile özetle; "eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu, komşu parsel dayanak kayıtlarının getirtilmesi gerektiği orman vasfı belirlenmesi gerektiği" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline, birleşen 2001/394 E. sayılı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir..
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmişse de; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 22/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın yapraklı orman ağacı ile kaplı olduğu belirlenmesine rağmen taşınmazın üzerinde ıhlamur, dut, ceviz, incir gibi yapraklı meyve ağaçlarının olduğunun belirtilmiş ve bu suretle çelişki meydana getirilmiştir. Yine taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu irdelenmemiş, çekişmeli taşınmaz ile komşu 176 ada 24 ve 25 parsellerin benzer konumda bulunduğu, bu taşınmazlar hakkında Orman Yönetimi tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasında taşınmazların davalılar adına yapılan tespit gibi tesciline karar verildiği ve yerel mahkeme kararının da Yargıtay incelemesinden geçtiği ve onandığı anlaşılmıştır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
O halde; mahkemece, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritası ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yapılacak keşifte en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı ile amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurların tek tek sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü, taşınmazın eylemli orman olup olmadığının, taşınmazdaki ağaçların kapalılık oluşturup oluşturmadığının detaylı olarak incelendiği yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğrafları ile memleket haritalarının çelişmesi halinde hava fotoğraflarına değer verileceği hususu gözetilmeli bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/10/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.