21. Hukuk Dairesi 2016/11794 E. , 2018/3418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının, davalı şirkete ait işyerinde 2003/Nisan – 2012/Ağustos ayları arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının, davalı Kurum"a bildirimi yapılan 94 günlük süreler ile birlikte davalıya ait iş yerinde 01.04.2003 – 31.08.2012 tarihleri arasında asgari ücretle kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait otobüs yazıhanesinde bilet kestiğini beyan eden davacı adına davalı şirket tarafından 23.06.2011 – 31.08.2012 tarihleri arasında davalı Kurum"a kısmi hizmet bildiriminde bulunulduğu, davalı ile dava dışı ... şirketi tarafından düzenlenen “acentelik sözleşme çalışma eki” başlıklı belgede; söz konusu belgenin 19.01.2011 tarihli matbu acentelik sözleşmesine ilave çalışma şartlarına ilişkin olduğunun, davalı şirketin Ulaştırma Bakanlığı"ndan aldığı F1 acentelik belgesini D1 belgeli ... şirketi ile davalı şirketin Harem Otogarı No:16 adresindeki işyerinde acentelik yapmalarına izin verileceğinin, kesilen bilet ücretlerinin toplanmasının, fatura, liste kontrolü ve tüm sorumluluğun her iki şirket tarafından da atanan davacıda olacağının düzenlendiği, ayrıca bu belgede; davacının ilk 4 ay 15"er gün, sonraki 4 ayda 5"er gün, D1 belgesi bitimine kadar da 1"er gün asgari ücret ile çalışacağının kararlaştırıldığı, davacının davalı Kurum"a bildirilen çalışmaları ile bu sürelerin uyumlu olduğu, davalı tarafça davacı ile davalı şirket ve ... şirketi arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin delil olarak sunulduğu, ancak bu sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; talep edilen dönemde davacının davalı şirkete ait işyerinde çalışmasının bulunup bulunmadığı tereddüte mahal bırakmayacak derecede ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; re"sen seçilecek başkaca bordro tanıklarını dinlemek, davacıdan; talep ettiği dönemde çalışmalarının nerede geçtiğini sormak, davacının bildirdiği adreste zabıta marifeti araştırma yaptırılarak; davalı şirkete ait işyerinin talep edilen dönemdeki komşu işyeri sahiplerini ve bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanlarını tespit ederek dinlemek, davacının dosyada mevcut imzalı ücret bordrolarındaki imzaların kendisine ait olup olmadığı hususunda beyanını almak, imzaya itiraz ederse bilirkişi incelemesi yaptırmak ve böylece toplanan deliller değerlendirilerek, ücret bordrolarındaki imzalar davacıya ait çıkarsa bu bordrolarda bildirilen süreleri de dikkate alarak, varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ye iadesine, 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.