10. Hukuk Dairesi 2014/18073 E. , 2014/23346 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince yürütülen yargılamada, 08.....2012 gün ve 37/275 sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonunda, ....03.2014 gün ve 13248/6448 sayılı ilâm ile temyiz dilekçesinin süre aşım yönünden reddine karar verildiği anlaşılmakta olup, davacı vekilince bu kez maddi hataya dayalı Dairemizin anılan kararının düzeltilmesi, ....05.2014 tarihli dilekçe ile istenilmiş bulunmakla, Tetkik Hâkimi ... tarafından dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
...-Dava; 28.07.2007 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalı ... ...’in hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Kanunun ... ve 26. Maddeleri uyarınca tazmini istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 134. maddesi bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini kurala bağlamıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile özel bir mahkeme türü olan iş mahkemeleri kurulmuş, ancak ayrı iş mahkemesi bulunmayan yerlerde, anılan Kanunun .../.... maddesi gereği Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu"nun bir asliye hukuk mahkemesini görevlendireceği, bu mahkemenin iş davalarına, iş mahkemesi sıfatıyla ve İş Mahkemeleri Kanunu"nda öngörülen yargılama usulüne göre bakacağı düzenlenmiştir. Bu anlamda ayrı özel mahkeme bulunmayan ....’da, İş Mahkemesi sıfatıyla açılmış olan davanın, genel mahkemelerde, "özel mahkeme sıfatıyla bakıldığı belirtilmek suretiyle" görülmesi gerekmekte olup, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın İş Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olduğunun kabulü gerekmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun .... maddesi hükmüne göre İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların, ... gün içinde temyiz olunması gerekir.
Hükmün tefhiminin, 01.....2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici ..."üncü maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 489"uncu maddesinin yollamada bulunduğu, aynı Kanunun 388"inci maddesindeki unsurları içerir biçimde yapılmadığı, Anayasa Mahkemesi"nin 2012/1034 bireysel başvuru numaralı talep konusunda verdiği, ... Mayıs 2014 tarihli ve 28996 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ....03.2014 tarihli kararında yer alan “...başvurucuya ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini bilerek
ve bu gerekçeye karşı iddialarını sunacak şekilde temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesinde hukuki yarar bulunduğu...” şeklindeki gerekçe de dikkate alınmak suretiyle, gerekçeli kararın tebliğ edildiği ....01.2013 tarihine göre, ....01.2013 tarihli temyiz itirazının ... günlük yasal sürede olduğu anlaşılmış olmakla Dairemizin ....03.2014 gün ve 13248/6448 sayılı ilâmı ile temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
...- İşin esasına ilişkin incelemeye gelince;
506 sayılı Yasanın .... maddesine göre ise, “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar”. Söz konusu Yasada “hizmet akdi” tarifine yer verilmemiş ise de, 4857 sayılı İş Kanununun ...’inci maddesinde iş sözleşmesi (hizmet akdi) tanımlanmış, Borçlar Kanununun 313 – 354. maddelerinde de bu konuda düzenlemeler yapılmıştır. Borçlar Kanununda, anılan sözleşme, “Hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmış, aksine hüküm bulunmadıkça, hizmet akdinin özel şekle tabi olmadığı belirtilmiş, ücretin, zaman itibarıyla olmayıp yapılan işe göre verilmesi durumunda da işçinin belirli veya belirsiz bir zaman için alınmış veya çalışmış olduğu sürece akdin “parça üzerine hizmet” veya “götürü hizmet altında varlığını koruduğu açıklanmıştır. Belirtilmelidir ki, “ücret” unsuruna her ne kadar tanımda ve iş sahibinin borçları belirtilirken yer verilmiş ise de, 506 sayılı Yasanın sistematiği ve takip eden diğer maddelerin düzenleniş şekline göre, bu unsurun sigortalı niteliğini kazanabilmek için zorunlu olmadığının kabulü gerekir. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre, hizmet akdinin ayırt edici ve belirleyici özelliği, “zaman” ile “bağımlılık” unsurlarıdır. Zaman unsuru, çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmasını kapsamaktadır ve anılan sürede buyruk ve denetim altında (bağımlılık) edim yerine getirilmektedir. Bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Hizmet akdi, çoğu kez istisna akdi (eser sözleşmesi) ile karıştırılabilmekte, ikisinin ayıt edilebilmesi bazı durumlarda güçleşmektedir. Çalışan, iş gücünü belirli veya belirsiz bir zaman için çalıştıranın buyruğunda
bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir. Hizmet akdinde ise çalışan, emeğini iş sahibinin emrine hazır bulundurmaktadır ve ücret, faaliyetin meydana gelmesinin sonucu için değil, bizzat yapılan faaliyetin karşılığı olarak ödenmektedir. Öte yandan; çalışanın kendi aletleri ile çalışması veya götürü hizmet sözleşmelerinde ücretin, yapılacak işe göre toptan kararlaştırılması olanaklı bulunduğundan, tarafların belli bir fiyat üzerinden anlaşmaları istisna akdinin varlığını göstermediği gibi, götürü sözleşmelerde, bir süre için hizmet etme borcunun mu, yoksa önceden belirlenmiş bir sonucun meydana getirilmesi borcunun mu yüklenildiğinin şüpheli bulunduğu durumlarda, araştırma yapılarak tarafların amacı, durumu ve yaşam deneyimleri gözetilip hukuki ilişki saptanmalıdır.
Somut olayda; ..., davalıya ait bina inşatının ....katında tavan ve yan duvar kolonlarının betonlarının dökülmesi için tahta çakılması sırasında çıktığı merdivenden düşerek vefat etmiş, Mahkemece; kesinleşen idare mahkemesi kararı hükme dayanak kılınarak taraflar arasında istisna akdi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, söz konusu dava dosyası ve kararının dosyada bulunmadığı, idari para cezasının iptaline ilişkin olarak açılan davanın niteliği gözetildiğinde iş bu dava da kesin delil niteliği oluşturmayacağı gözetildiğinde, yapılan incelemenin eksik ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, istisna akdi (eser sözleşmesi) ne mi, yoksa hizmet akdine mi dayalı olduğu yönünde gerekli ve yeterli inceleme yapılarak, tarafların göstereceği tüm deliller toplandıktan hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
...-Borçlar Kanununun 332/.... maddesinde belirtilen işçi-işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çevrede maddenin .... fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/.... maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımının, işverenler açısından Borçlar Kanununun 125. maddesine göre belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde on yıl olup, Mahkemece, hizmet akdi olduğu düşünülse bile ... yıllık zamanaşımı süresi dolduğunun gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ........2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.