Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19563
Karar No: 2014/23354
Karar Tarihi: 11.11.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/19563 Esas 2014/23354 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/19563 E.  ,  2014/23354 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İzmir 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 11.09.2013
    No : 2010/831-2013/514

    Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalı M.. Y.. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı SGK Başkanlığı ile davalılar SS N... Küçük San. Koop ve Y.. O.. Avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalıların temyiz itirazlarının reddine;
    2-Davacı Kurumun temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Dava; 26.10.2008 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan sağlık hizmeti giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Kanunun 21 ve 76. maddeleridir.
    5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin dördüncü fıkrasında, genel sağlık sigortalısının iş kazası veya meslek hastalığına yakalanması nedeniyle yapılan sağlık hizmeti giderlerinin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiştir. İşverenin maddede tanımlanan rücu alacağından sorumluluğu, ancak kastı veya genel sağlık sigortalısının sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketinin varlığı halinde olanaklıdır. Başka bir anlatımla, işverenin yalnızca, fıkrada öngörülen sınırlı sayıdaki durumlarda sorumluluğu söz konusudur. Buradan; işverenin genel sağlık sigortalılarının sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü
    yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklindeki sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, meydana gelen sağlık hizmeti giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
    5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin son fıkrasında ise, genel sağlık sigortalısının ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yapılan sağlık hizmeti giderlerinin üçüncü kişilerden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiştir. Üçüncü kişilerin maddede tanımlanan rücu alacağından sorumluluğu; üçüncü kişinin eylemlerinin; kasıtlı hareket, suç sayılır hareket, ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmama, ihmal şeklinde gerçekleşmesi; üçüncü kişinin eylemi ile zarar arasında uygun illiyet bağı olması; üçüncü kişinin ihmali ile Kurumun sağlık hizmeti sağlaması veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olması ve bu hususun mahkeme kararıyla tespit edilmesi halinde olanaklıdır. Maddede yer alan “mahkeme kararı”ndan; rücu davasına bakan mahkemenin anılan maddede belirtilen sorumluluğa ilişkin unsurların oluşup oluşmadığını ön sorun olarak kabul ederek, bu kapsamda incelemesi sonucunda sorumluluğun tespitine ilişkin olarak verdiği kararın anlaşılması gerekmektedir.
    Davaya konu somut olayda, zararlandırıcı sigorta olayında tarafların kusur oran ve aidiyetleri konusunda alınan ve hükme dayanak kılınan 22.10.2012 tarihli kusur raporunda, işveren SS Narlıdere Küçük San. Koop.’in %90, şantiye şefi Y.. O..’ın %10 oranında kusurlu bulunmuş olup, olayda kusurlu olduğu mahkemece tespit edilen Y.. O..’ın tedavi giderlerinden 5510 sayılı Kanunun 76. maddesinin son fıkrası gereğince sorumlu olduğu kabul edilmelidir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, davalı Y.. O.. yönünden mahkeme kararına dayalı bir tespit bulunmadığından tedavi giderinden sorumluluğun tümüyle işverene ait olacağı şeklinde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde,davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi