Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4604
Karar No: 2019/5986
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4604 Esas 2019/5986 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/4604 E.  ,  2019/5986 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi verilen 02/05/2017 tarih ve 2014/432 E- 2017/178 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 28/06/2018 tarih ve 2018/53 E- 2018/765 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilnin “F5" ve "F5 NETWORKS" ibareli markaları uzun süredir kullandığını ve anılan markaların birçok ülkede müvekkili adına tescilli ve tanınmış olduğunu, "F5" ibaresinin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının ayırt edici kısmını oluşturduğunu, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalının 2012/41871 sayılı "F5" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı kurum tarafından 2014-M-11584 sayılı YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, sonrasında müvekkilinin aynı ibarenin tescili için 2013/89929 sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, anılan başvurunun davalı kurum tarafından, davalının 2012/41871 sayılı başvuruya dayalı olarak 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca kısmen reddedildiğini, karara karşı yapılan itirazın ise YİDK tarafından 2014-M-11908 sayılı kararıyla reddedildiğini, her iki kararın da usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davalı gerçek kişinin bilgisayar yazılımı, onarımı gibi alanlarda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinden ve markalarından haberdar olmamasının mümkün bulunmadığı gibi bu ibareyi tesadüfen seçmiş olamayacağını, davalının müvekkili markasının Türkiye’de tescilli olmamasından yararlandığını ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2014-M-11584 sayılı ve 2014-M-11908 sayılı kararlarının iptalini ve davalının 2012/41871 sayılı “F5” ibareli markasının tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
    Davalı kurum vekili; kurum kararlarının usul ve yasaya uygun olduklarını, davacının hak sahipliğini ispat edemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı şahıs vekili; "F5" ibaresinin Türkiye"de davacı adına tescilli olmadığını, başka ülkelerde tescilli olmasının ise davacıya, müvekkili başvurusuna itiraz hakkı tanımayacağını, iptali istenen kararların yerinde olduğunu, "F5" tuşunun bilgisayar sisteminde sayfanın yenilenmesi için kullanılan tuş olduğunu, kötü niyet iddialarının haksız bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı gerçek kişinin başvurusuna konu 2012/41871 sayılı, "F5" ibaresi yönünden davacının ibare üzerinde önceye dayalı hakkının bulunduğunu ve söz konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ispat edemediği, davacı markalarının tanınmışlığının kanıtlanamadığı, davacının başvurusuna konu 2013/89929 sayılı başvuru yönünden ise başvuru ile redde mesnet 2012/41871 sayılı marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin bulunduğu, başvuru kapsamından çıkarılan malların redde mesnet markaların kapsamlarındaki mallarla aynı tür oldukları, 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği, iptali istenilen her iki YİDK kararının da yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, davacının yurt dışında adına tescilli markalarını ülkemizde de, 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesi anlamında kendisine hak bahşedecek derecede ciddi ve gerçek biçimde kullandığını ispat edemediği, dosyaya sunulan delillerle davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olduklarının da kanıtlanamadığı, davacının 2013/89929 sayılı marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararın tarihi itibariyle davalı gerçek kişinin 2012/41871 sayılı başvurusunun geçerli bulunduğu, iki başvuru arasında 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğundan iptali istenilen 2014-M-11908 sayılı YİDK kararında herhangi bir isabetsizlik olmadığı, Yargıtay içtihatları doğrultusunda kötü niyetli marka tescilinin hükümsüzlük nedeni olduğu, davalı gerçek kişinin uzun süredir bilgisayar onarımı, bilgisayar ve bilgisayar yan ürünlerinin satışı ile iştigal etmekte olup, davacı adına "F5" ibareli markaların dünyanın birçok ülkesinde, dava konusu başvurunun yapıldığı 9. sınıfta tescilli olduğu, davalının bu durumdan haberdar olmadığının söylenemeyeceği, imaj transferini amaçladığı, Türkçe olmayan özgün ve orijinal bir kelimenin davalı tarafından tesadüfen seçildiğinin düşünülemeyeceği, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davalı gerçek kişinin marka başvurusunun kötü niyetli olduğu, davacı markalarının tanınmış olmamaları ve ülkemizde kullanılmamalarının varılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle kabulüyle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, YİDK’nın 2014-M-11908 sayılı kararının iptaline yönelik davanın reddine, YİDK’nın 2014-M-11584 sayılı kararının iptaline yönelik davanın kabulüyle anılan kararın iptaline, davalı adına tescilli 2012/41871 sayılı “F5” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili, davalı kurum vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-) Dava, davacı tarafından davalı ...’ın marka başvurusuna karşı yapılan itirazın reddine karşı davacı tarafça yapılan itirazın reddine dair YİDK kararlarının iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yazılı gerekçeyle, davalı ...’ın marka başvurusuna davacı tarafça yapılan itirazın reddine dair verilen YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
    Marka hukukunda tescilin ülkeselliği ilkesi hakim olup markaya konu ibarenin yurt dışında herhangi bir ülkede farklı kişiler adına tescilli olması, aynı ibarenin ülkemizde de bir başkası adına tesciline hukuki engel oluşturmamaktadır. (Ü. Tekinalp, FMH, 2012, s.48-p3, s.431-p.8) Her ne kadar Anayasamızın 90. maddesinden hareketle Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi ve TRİPS Sözleşmesi’nin 16. maddesi uyarınca Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış markaların ülkemizde tescilli olmasalar dahi korunmaları ve başkaları adına ilgili mal ve hizmetlerde tesciline engel oluşturmaları mümkün ise de somut olayda, davacının yurt dışındaki tescilli markalarının, davalının marka başvuru tarihinden önce ülkemizde de ilgili sektörde tanınmışlığı ispatlanamamıştır. Bir markanın yurt dışında bir çok ülkede tescilli ve tanınmış marka olması, o markanın ülkemizde de doğrudan tanınmış marka olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, tek başına, anılan markanın ülke içinde bir başkası adına tescil edilmiş olması da kötü niyetli olduğu anlamına da gelmez. Bir markanın tanınmışlığı olgusu sabit bir statü olmayıp her bir davada somut olayın özelliğine göre dosyaya sunulan deliller ve yurt içindeki ilgili mal ve hizmet sektörü itibariyle değerlendirme yapılmalıdır. Öte yandan Kanun"un tanınmış markanın başkalarınca izinsiz tesciline bağlanan sonuçlar ile kötü niyetle marka tesciline bağlanan sonuçların birbirinden farklı olduğu da dikkate alınmalıdır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, hatalı değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak iptaline ilişkin talep bakımından davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı kurum vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi