11. Hukuk Dairesi 2018/4476 E. , 2019/5990 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/10/2017 tarih ve 2016/706 E- 2017/674 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan kabulüne-esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/05/2018 tarih ve 2017/2188 E- 2018/839 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin turizm seyahat acentesi olan davalı ile 26.09.2014 tarihinde sözleşme akdettiğini, davalının sözleşmeye ilişkin taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkiline 60.011,00 TL cari hesap borcu bulunduğunu, anılan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Antalya 15.İcra Müdürlüğünün 2016/1104 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek anılan icra takibine vaki itirazın iptalini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin müşterilerini konaklatmak üzere davacı ile 26.09.2014 tarihinde 2015 yaz sezonu sözleşmesi imzaladığını, sözleşme uyarınca müvekkiline davacı tarafından 120 günlük periyotlarla oda tahsis edildiğini ve müvekkilinin de tahsis olunan odaları %85 oranında dolduracağını taahhüt ettiğini, tahsis edilen odaların belirli dönemlerde karşılıklı muavafakat ile azaltıldığını, 120 günlük periyodun 06.06.2015-03.10.2015 olarak belirlendiğini ve bu hususun e-posta yoluyla davacıya bildirildiğini, anılan periyodun yurt dışı tur operatörlerinin müşterilerini taşıyacak uçak şirketlerinin aldığı slotlara göre belirlendiğini, geçmiş yıllarda da benzer uygulamaların bulunduğunu, anılan tarihlerde davacının otelinde konaklamanın yapıldığını, sözleşme gereğince doldurulamayan odalar için çeşitli tarihlerde toplam 60.952,63 TL tutarında “No Show” faturalarının kabul edilerek davacıya ödendiğini, davacının sözleşme dışı 04-05-06-07.10.2015 günlerini kapsayan 60.704,27 TL tutarında “No Show” faturalarını müvekkiline gönderdiğini, bu faturaların 30.11.2015 tarihinde davacıya iade edildiğini, davacı tarafından iade edilen fatura bedelleri üzerinde müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, anılan bedelin anlaşılan periyot dışında olduğunu savunarak davanın reddini, %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmede 120 günlük periyodun sözleşmeye göre 10.06.2015-07.10.2015 tarihleri olarak belirlendiği, davalı tarafça anılan periyodun değiştirilerek
davacıya bildirildiği, 120 günlük sürenin, sözleşme bedelinin değiştirilmemiş olması karşısında yan hüküm olup değiştirilmesinin, teyit edilmiş olması şartıyla e-posta ile yapılabileceğinin 6098 sayılı
TBK’nın 14/2. maddesi uyarınca da sabit olduğu ancak davalının sözleşmede belirlenen tarihi 06.06.2015-03.10.2015 tarihleri arasına çekme talebine ilişkin e-postasını davacıya bu sürenin başlangıcından sonra 08.06.2015 tarihinde gönderdiği ve yine gönderdiği e-postanın ulaştığını teyit etmediği, basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davacının iş bu değişikliğe rıza göstererek karşılıklı olarak sözleşmede belirlenen 120 günlük periyoda ilişkin tarihlerin değiştiğini ispatlayamadığı, bu nedenle taraflar arasında akdedilmiş olan ve inkar edilmeyen 26.09.2014 tarihli sözleşme, sözleşmenin niteliği, söz konusu sözleşme uyarınca düzenlenmiş ve davacı defterlerinde yer alan faturalar, bilirkişi raporunda belirtilen davacı defterlerinde yer alan cari hesaba konu 12 adet 17.297,28 Euro tutarlı fatura dikkate alınarak davacının iddiasının ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline, icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili ve davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça davacıya yapılan bildirimin usulüne uygun olmadığı ancak davacının sözleşmede belirlenen tarihten 4 gün önce otele giriş yapan turistleri kabul ettiği, bu şekilde sözleşme süresinin davacının da zımni kabulü ile 4 gün öne çekildiği, davacı tarafça otele erken giren turistlerin başka bir sözleşme kapsamında konaklatıldıklarının da ileri sürülüp kanıtlanmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak toplam 120 gün süre ile konaklama gerçekleştiği anda bunun bir takım nedenlerle 4 gün erken başladığı göz önüne alınarak davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, kötü niyetin ispatlanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine davalı tarafın istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince kabulüyle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında düzenlenen 26.09.2014 tarihli sözleşmede 120 günlük periyot 10.06.2015–07.10.2015 tarihleri arasındaki dönem olarak belirlenmiştir. Sözleşme kapsamında belirlenen periyodun başlangıcı olan 10.06.2015 tarihinden önce davacının, 06.06.2015 tarihinde davalı tarafından yönlendirilen müşterileri oteline kabulü, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen peryodun sonunun 07.10.2015 tarihinden 4 gün öncesine çekildiği anlamına gelmeyecek olup bu durum ancak sözleşmedeki periyodun başlangıcının öne alınarak uzatıldığı şeklinde yorumlanabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, davalının, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında belirlenen periyodun başlangıcından 4 gün önce davacının oteline yönlendirdiği müşterilerin davacı tarafça kabulünün, sözleşmedeki periyodun başlangıcının öne alınarak uzatıldığı şeklinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi gerekçeyle davanın kabulüne dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin yapmış olduğu istinaf başvurularından davalı tarafın başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
L