Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13825
Karar No: 2018/3595
Karar Tarihi: 09.04.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13825 Esas 2018/3595 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/13825 E.  ,  2018/3595 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre taraf vekillerinin, aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, kazalı işçinin ve yakınlarının, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
    Dava dilekçesinde, kazalı işçi için 5.000TL maddi, 70.000TL manevi; eş için 35.000TL manevi; 3 çocuktan her biri için 20.000TL manevi tazminat talep edilmiştir.
    Islah dilekçesinde, ilave olarak 54.322TL maddi tazminat istenilmiş ve bu rakamı karşılar nitelikte ıslah nispi harcı ödenmiştir.
    Mahkemece 54.322TL maddi, 30.000TL manevi tazminatın, davacı kazalı işçi ..."e ödenmesine; davacı eş ve çocukların tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
    1-Dava dilekçesinde talep edilen 5.000TL maddi tazminatın, ıslah dilekçesi ile 54.322TL artırıldığı ve harcının yatırıldığı, böylelikle toplam 59.322TL üzerinden karar verilmesi amaçlandığı halde, sadece ıslah dilekçesindeki 54.322TL üzerinden maddi tazminata karar verilmesi hatalı olmuştur.
    2-Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesi üzerine, davalıya ait iş yerinde çalışan davacı işçinin, 07.04.2014 tarihinde iş kazası nedeniyle %27,2 oranında malul kaldığı; SGK Başkanlığı"nın tahkikat evrakı üzerine olayın iş kazası olarak kabul edildiği; alınan kusur raporunda davacı kazalı işçinin %20 kusurlu bulunduğu; Kurum tarafından kaza nedeniyle 45.263TL tutarlı peşin sermaye değerli gelirin bağlandığı anlaşılmaktadır.
    01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
    Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
    6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, Kurum tarafından bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin davalı kusuruna isabet eden kısmı dahilinde maddi zarardan indirilmesi gerekirken, Kurum tarafından tek satırdan ibaret bildirilen peşin sermaye değerli gelirin indirim konusu yapılması ve neticeye varılması hatalı olmuştur.
    3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56.maddesi ile "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği" hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlülük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralanan ya da vefat eden sigortalının yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumu yasa bakımından açıklık kazanmıştır.
    Bunun yanında Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya veya ağır bedensel zarar ve ölüm halinde onun yakınlarına ödenmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı, sigortalının yaşı,sigortalıda oluşan maluliyetin oranı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerekir. Hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulacaktır.
    Somut olayda, sol el 2,3,4 ve 5. parmaklarını makineye kaptırarak ağır bir şekilde yaralanan kazalı işçi ..."in, kaza tarihinde 37 yaşında evli ve 3 çocuklu olduğu da gözetilerek, diğer davacı eş ile çocuklar lehine ayrı ayrı ve uygun miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olmuştur.
    Mahkemece bu açıklamalara aykırı olacak şekilde hüküm tesisi bozma sebebidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi