22. Ceza Dairesi 2015/18251 E. , 2015/4643 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre, sanıkların katılana ait işyerine birlikte girdiklerinin anlaşılmasına karşın, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan haklarında 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre sanıklar ... ve ... ile müdafiilerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2-Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A) Olay günü geceleyin katılana ait işyerinden 80 paket sigara, yaklaşık 60.00 TL bozuk para, 2 adet hoparlör ve bir adet balta çalan sanıklardan ..."ın 06/01/2015 tarihli sorgusunda suçu kabul ederek, 07/01/2015 tarihli yer gösterme tutanağı ile olay mahalline yaklaşık 1 km mesafede suça konu eşyaları attığı yeri göstererek, çalınan baltanın ve hasarlı şekilde hoparlörlerin katılana iadesini sağladığı, soruşturma devam ederken aynı zamanda sanık ..."nun yakın akrabası olan tanık ..."nun 07/01/2015 tarihinde savcılığa kendiliğinden müracaat ederek "sanık ..."nin evinde kaldığını, her iki sanığın adliyede iken kendisine çalınan sigara paketlerinin evde olduğunu ve gidip alarak katılana teslim etmesini istediklerini beyan ederek 58 paket sigarayı savcılığa, katılana verilmek üzere teslim ettiği ve ertesi gün sigaraların tutanakla katılana teslim edildiği, kovuşturma aşamasında bu kez 12/02/2015 tarihli celsede katılanın
soruşturma evresindeki kısmi iade nedeni ile sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza göstermediğini ifade ettiği, aynı celsede sanık ... katılanın kalan zararlarının ödenmesi için süre talep ettiği, diğer sanık ..."a sorulduğunda suçlamaları kabul etmediğinden zararı karşılamak istemediğini ifade ettiği, 26/03/2015 tarihli celsede katılana tekrar sorulduğunda, sanık ..."nin ağabeyi tarafından kalan zararın tümünün karşılandığını ifade ettiği, ancak kısmi iade nedeniyle herhangi bir soru sorulmadığının anlaşıldığı somut olayda; etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için "mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" şartı yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka söz ile ifade edilmesi zorunluluğu bulunmadığı, söz veya davranış yoluyla da ifade edilmesinin olayın özelliğine göre mümkün olabileceği, 5237 sayılı TCK" nın 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçtan zarar gören mağdurun zararının giderilmesinin tek başına yeterli olmayıp, aynen iade veya tazminin pişmanlığa dayanması gerektiği, dosya kapsamına göre, her ne kadar katılanın geri kalan zararın kovuşturma aşamasında sanık ..."nin ağabeyi tarafından karşılandığı, katılan tarafından ifade edilmiş ise de; sanık ..."ın bu duruma açıkça karşı çıktığının anlaşılamadığı, sanık ..."ın soruşturma evresinde sorgu hakimliğinde pişman olduğunu ve katılanın zararını karşılamaya hazır olduğunu ifade edip, çaldıkları bir kısım eşyaları attığı yeri göstererek, bir kısmını da tanık ... vasıtasıyla iadesini sağlamak suretiyle pişmanlığını dış dünyaya yansıyan davranışları ile gösterdiği, yargılama aşamasında salt suçu inkar etmesinin pişmanlık duymadığı anlamında yorumlanmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği, kaldı ki sanığın suçu kabul etme zorunluluğu bulunmayıp inkar etmesinin de yasal hakkı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık ..."ın suç ortağı diğer sanık ..."nin kovuşturma evresindeki zararı gidermesine bir katkısı veya bu konuda irade birliğinin bulunup bulunmadığının araştırılması, gerektiğinde katılan yeniden dinlenerek, sonucuna göre her iki sanık hakkında TCK"nun 168. maddesinin hangi fıkrasının uygulanacağının yeniden değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
B)Sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h ve 143. maddeleri gereğince, belirlenen 7 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim uygulanırken, 6 yıl 1 ay hapis cezası yerine 5 yıl 15 ay hapis cezasına ve sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h, 143 ve 168/2. maddeleri gereğince belirlenen 3 yıl 9 ay hapis cezası üzerinden aynı kanunun 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim uygulanırken 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası yerine 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.