Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/515
Karar No: 2019/6008
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/515 Esas 2019/6008 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/515 E.  ,  2019/6008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/09/2017 tarih ve 2014/334-2017/728
    sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 01.10.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan şirket vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketlerin içinde bulunduğu “Kombassan Grubu”na ortaklık hisse senetlerinin devredilmesi ve her yıl düzenli olarak kâr payı verilmesi karşılığında 43.385 DM para yatırdığını, müvekkilinin ortak olmadığını, karşılığında “Ortaklık Durum Belgesi” başlıklı belge verildiğini, ödenen paranın iade edilmediğini ileri sürerek, davalılar tarafından geçerli hisse senedi devri yapılamayacağının ve davacının davalı şirketlerde ortaklığının bulunmadığının tespitini, 45.385 DM karşılığı 47.579,49 TL’nin en yüksek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davalılardan Kombassan İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş’nin sicil adresinin Konya olduğu, davacının bu şirketin ortağı olduğu, HUMK m.17 uyarınca bu konudaki davanın Konya Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini savunarak yetki itirazında bulunulmuş, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıda aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, gerek MK"nın 50., gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca davalı yöneticinin de sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, alacak davasının kısmen kabulü ile, 38.843,60 TL ‘nin dava tarihi olan 13/11/2008 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ve müvekkilinden 08.03.2000 tarihli, “ortaklık durum belgesi” adlı belge ile 45.385 DM alındığını ileri sürerek geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 45.385 DM ( 23.204,98 Euro) karşılığı 47.579,49 TL"nin tahsilini talep etmiş, mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve davalı şirketlerin SPK’ya bildirdikleri bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Bu durumda, mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu tespit edildiğine göre, “ortaklık durum belgesinde” yazan miktar gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalılar tarafından SPK’ya sunulan ve içeriği davalılar tarafından dahi kabul edilmeyen SPK kayıtlarında yer alan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Ayrıca mahkemece, ortaklık durum belgelerinin (N) sembolü/harfiyle veya (NAKİT) kelimesi ile sembolize edilmiş nakit hanesinde belirtilen nakit alınan DM miktarının davacının alacağından düşülmesi gerektiği kabul edilerek, nakit hanesinde yer alan 505 DM alacak miktarından düşülmüştür. Oysa, davacı tarafça davaya dayanak gösterilen ortaklık durum belgesinde, nakit hanesinden sonra “KLN HS” ve “KLN DM” şeklinde gösterilen kalan hisse miktarlarının ve kalan bedellerin yazılı olduğu kısımlar yer almakta olup, davada bu ortaklık durum belgesindeki KLN DM hanesinde yazılı olan 45.385 DM talep edilmektedir. Mahkemece dava dilekçesinde davalı tarafta kalan 45.385 DM (23.204,98 Euro) karşılığının talep edildiği kabul edilmesine rağmen nakit hanesindeki bedelin alacak miktarından düşülmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.990,06 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi