Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/35
Karar No: 2019/3483
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/35 Esas 2019/3483 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/35 E.  ,  2019/3483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, müteveffa ..."in 06.11.2010 tarihinde evin dış cephe boyasını yaparken davalı kuruma ait elektrik direklerinden geçen elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiğini, olayın meydana geldiği yapı ile davalıya ait teller arasındaki mesafenin yasal sınırın altında olması sebebiyle davalının kusurlu ve sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla, davalının belirlenecek kusur oranına göre davacı eş ...ve reşit olmayan çocuklar....lehine ayrı ayrı 1.000"er TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı eş ... lehine 15.000 TL, müşterek çocuklar ....lehine ayrı ayrı 10.000"er TL, müteveffanın kardeşleri olan diğer davacılar.... lehine de ayrı ayrı 5.000"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığını, söz konusu enerji nakil hatlarının imar planına uygun yapıldığını, davaya konu binanın yapı ruhsatı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, istenen manevi tazminatın da fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 10.09.2014 tarih ve 2014/12542 esas, 2014/11667 karar sayılı ilamı ile; olayın oluş şekli, biçimi, tarafların sosyal ekonomik durumları ve davacılarda yarattığı üzüntü dikkate alınarak mahkemece düşük miktarda manevi tazminata karar verilmiş olması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 27.05.2015 tarihli davanın kısmen kabulüne dair hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.12.2017 tarihli, 2017/12483 Esas, 2017/16962 Karar sayılı ilamı ile “Bozma ilamında; hükmedilen manevi tazminat yönünden, müteveffanın %50 kusurlu olduğu tespit

    edilmiş olsa dahi olayın oluş şekli, biçimi, tarafların sosyal ekonomik durumları ve davacılarda yarattığı üzüntü dikkate alındığında takdir edilen manevi tazminat miktarın az olduğu ve hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği açıklanmış olmasına karşın, mahkemece bu kez yapılan yargılamada, davacıların manevi tazminat talebinin aynen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; bozma ilamında da açıklandığı üzere, somut olayda davacıların murisinin de meydana gelen olayda kusurunun bulunduğu açık olup, buna göre mahkemece, Dairemizin anılan bozma ilamında belirtildiği üzere inceleme ve değerlendirme yapılarak, matematiksel olmamak üzere müteveffanın kusuru da göz önüne alınmak suretiyle, hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin tamamına karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, 15/05/2018 tarihli son kararında manevi tazminat yönünden, davacı ... için 10.000,00 TL, çocukları .... ve ... için ayrı ayrı 3.000,00 "er TL, çocukları .... için ayrı ayrı 5.000,00"er TL, çocukları ....için ayrı ayrı 7.000,00"er TL, müteveffa ..."in kardeşleri olan davacılar ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 2.000,00"er TL olmak üzere toplam 79.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, elektrik çarpmasından kaynaklı manevi tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorunludur. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, yada gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Manevi tazminata hükmedilirken hakim, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası"nın 56/2. maddesi gereğince olayın özelliklerini ve takdir edilen miktarın hakkaniyet uygun olmasını gözetmelidir. Bu durum 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda da vurgulanmıştır.
    Somut olayda, bozmaya uyularak oluşturulan hükümde bozma gereği yerine getirilmemiştir.Şöyle ki, 04.12.2017 tarihli bozma ilamımızda açıkça matematiksel olmamak üzere müteveffanın kusuru da göz önüne alınmak suretiyle, hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece müteveffanın %50 kusuru dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılmış ve talep edilen toplam 165.000,00 TL manevi tazminatın yarısı olan 79.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

    O halde mahkemece yapılacak iş, manevi tazminat miktarının bozma ilamındaki esaslar gözetilerek davacıların sosyal ve ekonomik durumları, olayın niteliği, vehameti, davacılar üzerinde oluşturduğu elem ve ızdırabın fazla olması, günün ekonomik koşulları ile müteveffanın kusuru (matematiksel oran gözetilmeksizin) nazara alınıp hakkaniyete uygun şekilde belirlenerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de, davacı çocuklar hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının değişkenlik göstermesi manevi tazminatın amacına ve belirlenmesinde dikkate alınan esaslara uygun değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK" ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK" un 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi