3. Ceza Dairesi 2019/3033 E. , 2019/10940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanmasın geri bırakılmasına dair karar, beraat ve mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanıklar... ve ... hakkında müştekiler ... ve ...."e yönelik yaralama eylemleri nedeniyle verilen kararlara ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün 2009/13 Esas -12 Karar sayılı kararı uyarınca, sanık hakkında verilen 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup, temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii tarafından bu konuda karar verildiği anlaşılmakla; temyizen incelenmeyen dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ... yönelik yaralama eylemleri nedeniyle kurulan beraat hükümlerine ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
15.05.2019 günü UYAP"tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden, sanığın hükümden sonra 20.05.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, bu durumun mahkemesince araştırılarak TCK"nin 64/1. maddesi gereğince, kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3) Sanık ... hakkında katılan ..."e yönelik yaralama eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
a) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2009 tarih ve 2008/202 Esas – 2008/551 Karar sayılı ilamıyla sanığın 5237 sayılı TCK"nin 151/1 maddesi gereğince mala zarar verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas alınan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nin 58/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmolunması gerekip gerekmediğinin ve TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
4) Sanık ... hakkında katılan ..."ye yönelik yaralama eylemi nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
a) Katılan hakkında ... Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 18.07.2012 tarihli geçici raporda katılanda sol kaşta morluk ve şişlik, sol dirsekte 3-4 adet sıyrık ve belde solda morluk olduğu komplikasyon gelişmedikçe hayati tehlikesinin bulunmadığı ve kati rapor beyin cerrahi tarafından verileceğinin belirtildiği aynı hastanenin Beyin Cerrahı tarafından düzenlenen 20.07.2012 tarihli raporda ise "darp, kafa travması Nöroşirurji açısından hayati tehlike geçirmiştir, BTM ile giderilebilir" şeklinde belirtildiği, bu haliyle raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, katılanın yaralanmasına ilişkin her türlü tereddütün giderilmesi bakımından, tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarının temini ile en yakın adli tıp kurumu şube müdürlüğünden, 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere uygun ve rapor alınması gerektiği gözetilmeden, yetersiz raporlara dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Karşılıklı kavga şeklinde gerçekleşen olayda ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu hal nedeniyle sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari düzeyde (1/4) oranında uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
c) Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2009 tarih ve 2008/202 Esas – 2008/551 Karar sayılı ilamıyla sanığın 5237 sayılı TCK"nin 151/1 maddesi gereğince mala zarar verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, tekerrüre esas alınan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi,
d) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 20.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.