2. Hukuk Dairesi 2011/812 E. , 2011/22571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bolvadin Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ :21.7.2010
NUMARASI :Esas no:2007/211 Karar no:2010/416
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Toplanan delillerden, eşine hakaret edip birlik görevlerini yerine getirmeyen davalı-davacı kadına oranla, eşine hakaret edip, birlik görevlerini yerine getirmeyen, annesinin evlilik birliğine müdahalelerine sessiz kalan, sadakatsiz davranışlar sergileyen davacı-davalı kocanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davalı-davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de, az kusurlu olan davalı-davacının davaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup evlilik birliğinin devamında davalı-davacı kadın ve müşterek çocuk bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesinin koşulları gerçekleşmiştir. Bu sebeple davalı-davacı kadının boşanmaya ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiştir.
2-a-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
b-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a ve b bentlerinde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 19.12.2011 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Tanık Battal Gazi"nin 25.6.2008 günlü anlatımına göre davacı erkeğin "davadan sonra" başka kadınla düğünleri oludğu ifade edilmiştir.
Boşanma davasının açılmasından sonra oluşan ve boşanma sebebi oluşturan eylemler ancak yeni bir davanın konusunu oluşturur. Aksi düşünce, oluşan her yeni olaya göre yeni bir delil listesi vermek hakkı sağlar ki, bu uygulamanın boşanma davalarını kilitleyeceği tartışmadan varestedir.
Davadan sonraki olayların hükme esas alınamayacağı düşüncesindeyim.