Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.12.2011 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı N. Y.geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-davalı G. Y. ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Toplanan delillerden, mahkemece davalı-davacı kocanın sabit kabul edilen kusurlu davranışları karşısında, davacı-davalı kadının da süreklilik gösterir şekilde davalı-davacı kocasına hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Her iki taraf da boşanmak istediğine ve taraflar arasında gerçekleşen olaylar gözönüne alındığında evliliğin devamında taraflar için bir yarar kalmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında; davalı-davacı kocanın boşanma davası bakımından Türk Medeni Kanunun 166/2 maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiş olduğundan; mahkemece davalı-davacı kocanın davasının da kabul edilmek suretiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde kocanın davası reddi ve sadece davacı-davalı kadının davasının kabulüyle boşanmaya karar verilmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davalı-davacı (koca) yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacının (koca) ise kadının boşanma davası ve fer"ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.12.2011 (Salı)