
Esas No: 2017/1936
Karar No: 2021/5997
Karar Tarihi: 02.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/1936 Esas 2021/5997 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1936
Karar No : 2021/5997
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Matbaacılık ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle tarh edilen 2010/5, 7, 9 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı adına fatura düzenleyen İkitelli Vergi Dairesi mükellefi ... Kimya Mat. Malz. Teks. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan incelemelerde bu mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğu, gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı hususunun açık ve somut şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ilgili dönemde fatura aldığı İkitelli Vergi Dairesi mükellefi ... Kimya Mat. Malz. Teks. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; şirketin matbaa malzemeleri, tiner ve boyaları toptan satışı işiyle iştigal ederken, bilinen adreslerinde bulunmaması nedeniyle mükellefiyetinin 31/03/2012 tarihinde re'sen terkin edildiği, mükellefe defter belge isteme yazısının tebliğinin mümkün olmadığı, kanuni temsilcisine ve ortağına ulaşılamadığı, 06/06/2008 tarihli açılış yoklamasında, iş yerinde büro makineleri ve tahmini 50 fıçı matbaa temizlik maddesinin bulunduğu, 17/06/2010 tarihli yoklamada, iş yerinin 80 m² olduğu, iş yerinde beş işçi çalıştığı, muhtelif demirbaş ve büro mobilyaları ile 6 adet 200 kg'lık dolu tiner bidonu bulunduğu, ayrıca muhtelif miktarda boş bidon stoğunun olduğu, 15/12/2010 tarihli yoklamada, adresin kapalı olduğu, şirket sahibinin de Metris Cezaevinde bulunduğu, 23/12/2010 tarihli yoklamada, adresin sürekli olarak kapalı olduğu, 26/04/2011 tarihli yoklamada, iş yerinin 150 m² (dubleks) olduğu, bu adreste 01/06/2008 tarihinden itibaren kimyevi madde imalat ve toptan satış faaliyetinde bulunduğu, aylık iş kapasitesinin 600.000,00 TL civarında olduğu, çalışan beş işçi bulunduğu, iş yerine ait dokuz adet 2 tonluk plastik depo, 1 adet karıştırıcı makine (3 tonluk), 1 adet santrifüj, 2 adet büro malzemesi takımı, 1 adet deri koltuk, emtia olarak 300.000,00 TL tutarında kimyevi madde bulunduğu; şirketin 07/07/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile merkezini taşıdığı adreste yapılan 12/08/2011 tarihli yoklamada, mükellefin adreste faal olarak çalıştığı, iş yerinin yaklaşık 250 m² olduğu, faaliyet konusunun matbaa malzemeleri imalatı ve alım satımı olduğu, iş yerinde dört kişi çalıştığı, demirbaş olmak üzere 4 adet tank, 1 adet karıştırıcı, 10 tane 1 litrelik fıçı, 2 adet ofis takımı, 2 adet bilgisayar bulunduğu, taşıma işlerini kendi araçlarıyla yaptıkları, 11/02/2012 tarihli yoklamada, istem üzerine mezkûr adrese müteakip defalarca gidildiği, söz konusu adresin kapalı olması ve ilgili kimsenin bulunmaması nedeniyle tespit yapılamadığı, 27/04/2012 tarihli yoklamada, adı geçen mükellefin söz konusu adreste bulunmadığı, adrese başka bir firmanın taşındığı ve hazırlık çalışmalarının devam ettiği, söz konusu adresin sahibinin oğlu ile yapılan görüşmede ... Kimya'nın bu adreste faal olarak çalışmadığının, ara sıra söz konusu adrese uğradıklarının, beş aydır kira vermediklerinin ve kaçıp gittiklerinin ifade edildiği, 22/05/2012 tarihli yoklamada, adreste 10/05/2012 tarihinden itibaren başka bir firmanın faaliyet gösterdiği, ... Kimya'nın adreste faaliyet göstermediği ve adresten 2011/Aralık ayında ayrıldığı hususlarının beyan ve tespit edildiği; … Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yapılan soruşturma çerçevesinde mükellef hakkında İkitelli Vergi Dairesi Müdürünün ifadesinin alındığı, 23/08/2010 tarihli ihbar dilekçesi ile mükellefin de aralarında bulunduğu firmaların naylon fatura ticareti ve petrol kaçakçılığı yaptıklarının ihbar edildiği, mükellef hakkında vergi suçu raporu düzenlendiği, mükellefin belge basım bilgilerine ulaşılamadığı, 2010 yılında toplam 12.692.163,75 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği, aynı yıl Bs formu ile 12.625.460,00 TL tutarında satış yaptığını bildirdiği, buna karşılık diğer mükelleflerin şirketten 12.455.721,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı yaptıklarını bildirdikleri, yine mükellefin 2011 yılında 24.173.644,68 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve Bs formu ile 23.897.124,00 TL tutarında satış yaptığını bildirdiği, diğer mükelleflerin ise Ba formu ile şirketten 25.137.099,00 TL tutarında alış yaptıklarını bildirdikleri, mükellefin 2010 ve 2011 hesap dönemlerindeki alışlarının sırasıyla %75.01 ve %90,88 lik kısmının sahte fatura düzenleme fiili nedeniyle hakkında rapor tanzim edilen veya olumsuz tespit bulunan mükelleflerden yapıldığı, şirketin muhtasar beyannameleri ile 2010 ve 2011 yıllarında 3 ila 7 arasında değişen sayıda işçi çalıştırdığını bildirdiği, ifadesine başvurulan çalışanın iş yerinde herhangi bir faaliyet olmadığını beyan ettiği, vadesi geçmiş ve ödenmesi gereken toplam 1.546.154,60 TL tutarında vergi borcu bulunmasına rağmen, sadece 1.712,11 TL vergi aslı ödemesi yapıldığı, şirket adına kayıtlı motorlu araç ve gayrimenkul kaydına rastlanmadığı ve 2010, 2011, 2012 yıllarında düzenlenen faturaların herhangi bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmayan sahte belge olarak değerlendirilmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, mükellef tarafından çok yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahları beyan edilmesine rağmen, anılan hasılatları yapabilecek fiziki kapasiteye, emtiaya ve ticari organizasyona sahip olunmadığı, kurumlar vergisi beyannamelerinin eki olan bilançolarda herhangi bir duran varlık bilgisine rastlanmadığı, mal ve hizmet alımı yapıldığı bildirilen mükelleflerin çoğu hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde tanzim edilmiş raporlar veya olumsuz tespitler bulunduğu, ifadesine başvurulan şirket çalışanının mükellefin herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığını beyan ettiği, elde edilen yüksek tutarlı ciroya rağmen tahakkuk eden vergilerin ödenmediği ve bildirimde bulunulmaksızın gayri faal duruma düşüldüğü hususları dikkate alındığında, mükellefin uyuşmazlık konusu dönemde davacıya düzenlediği faturaların gerçek bir mal veya hizmet karşılığında düzenlenmediği sonucuna ulaşıldığından, bu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Vergi Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 02/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.