Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2180
Karar No: 2019/3610
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2180 Esas 2019/3610 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, zilyedi bulunduğu taşınmazın doğrudan satışının yapıldığını ve satış bedeli olarak belirtilen miktarı taksitler halinde davalı kuruma ödediğini ancak, davalı kurumun Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir talimat üzerine satış sözleşmesini tek taraflı feshettiğini öne sürerek, satış bedelinden geriye kalan bölümün ödenmesi koşulu ile tescil talebinin kabul edilmesi ve fesihten kaynaklanan zararının yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir. Davalı, satış sözleşmesinin tescile zorlayamayacağını ve kamulaştırma bedelinin talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bedele yönelik istemin kısmen kabulü ile davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir. Yargıtay kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda davacının talebinin kısmen kabul edilerek davalıdan alınacak olan 137.006,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise HMK.nun 326.maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi, HUMK. 436/2 maddesi ve 6100 sayılı HMK\"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi.
3. Hukuk Dairesi         2019/2180 E.  ,  2019/3610 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil/alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; zilyedi bulunduğu ... Köyü 2763 parselde kayıtlı taşınmazın davalı idare tarafından 4072 sayılı Kanun uyarınca satışa çıkartıldığını, bu nedenle ihaleye davet edildiğini, taşınmazın doğrudan satışının yapıldığını, imzaladığı satış sözleşmesi uyarınca satış bedeli olarak belirlenen miktardan 18.160,98 TL"yi taksitler halinde davalı kuruma ödediğini; ancak, davalı kurumun 18.06.2008 tarihli yazı ile dava dışı EÜAŞ nin talebi üzerine dava konusu taşınmazında içerisinde yer aldığı kömür havzasındaki taşınmazların satış ve devir işlemlerinin yapılmaması yönündeki Maliye Bakanlığının talimatı nedeniyle satış sözleşmesini tek taraflı feshettiğini bildirdiğini ileri sürerek; davalı idarece belirlenen satış bedelinden geriye kalan bölümün ödenmesi koşulu ile dava konusu taşınmazın adına tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, ödediği 18.160,98 TL ile yine beklenen menfaati nedeniyle fesihten kaynaklanan zararından şimdilik 7.000 TL"nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 07.06.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava konusu taşınmazın kamulaştırma sahası içerisinde yer alması nedeniyle değerinin bilirkişilerce 159.995,66 TL olduğunun belirlendiğini, bu bedelden henüz davalı kuruma ödenmemiş olan 6.839,02 TL satış bedelinin mahsubu ile müspet zararının 153.156,64 TL olarak hesap edildiğini ileri sürerek, bedel yönünden talebini 153.156,64 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı; satış sözleşmesi yapılmış olmasının tescile zorlayamayacağını, ayrıca ileride dava konusu taşınmazın kamulaştırılıp kamulaştırılmayacağının belli olmaması nedeniyle müspet zarar olarak kamulaştırma bedelinin talep edilemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacının tapu iptali ve tescili talebinin reddine, bedele yönelik istemin kısmen kabulü ile 20.351,20 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 11/11/2013 tarihli ve 2013/16976 Esas; 2013/15638 Karar sayılı ilamı ile "geçerli olduğu belirlenen satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararı taşınmazın rayiç değerine özgüleyen davacı, satış bedelini ödediği oranda, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki taşınmazın rayiç değerini talep edebilecektir. Bu nedenle, mahkemece; öncelikle taraflara ifanın imkânsız hale geldiği 18.06.2008 tarihine yakın zaman içinde yapılan ve kamulaştırma vb. gibi özel amacı olmayan satışları bildirmeleri için imkân tanınmalı, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek, bu emsallere göre satışa konu

    edilen taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren ve bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, sonrasında ödenilen bedelin taşınmaza biçilen satış bedeline olan oranının, taşınmazın rayiç değerine oranlanması suretiyle bulunacak değere hükmedilmesi gerektiği " gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, 137.006,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)Davacının yargılama harç ve giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yargılama harçları ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan (aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir (HMK.nun 326.maddesi). Davada haksız çıkan tarafa yükletilecek olan yargılama harç ve giderleri hem davayı kazanan tarafın daha önce peşin olarak ödediği, hem de (karar ve ilam harcı ve Devlet Hazinesi tarafından peşin olarak ödenen giderler gibi) devlete ödenmesi gereken harçlar ve giderlerdir.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesinde, Hazinenin yargı harcı alınmasını gerektiren bütün işlemleri, harçtan müstesna işlemler olarak sayılmıştır.
    Bu durumda, davada lehine hüküm verilen davacının yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulması yerinde değildir.
    Ne var ki, yargılama harç ve giderleri yönünden kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK. 436/2 maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3. maddesinin tümden hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine " davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan alınan 2.264,95 TL peşin harcın talep halinde davacıya iadesine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi