10. Hukuk Dairesi 2014/10090 E. , 2014/14224 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Salihli 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 12.03.2014
No : 2014/32-2014/209
Dava, trafik-iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 39. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı S.. B.. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.02.2010 tarih, 2010/71 Esas, 2010/87 Karar sayılı ilamında benimsendiği üzere; vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur.
Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Belirtilmelidir ki, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usulü kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Kazanılmış haklar, Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ki, bu kabul edilemez.
Eldeki davada, bozulan ilk hükmü davalı M.. D..’in temyiz etmemesi nedeniyle, davacı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması,
2-Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 E. 2013/339 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, trafik kazası sonucu genel sağlık sigortalısına yapılan sağlık giderlerinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı için, 6111 sayılı Kanununun 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanununun 98.maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden itibaren, sigorta şirketlerine, Güvence Hesabına, sürücü ve işletene karşı, Kurumun rücu hakkı sona ermiştir.
Açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davadaki tedavi giderleri kapsamındaki Kurum talebinin yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecinde yürürlüğe giren kanun hükmü uyarınca ortadan kalkması nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip vekalet ücreti ile sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.