
Esas No: 2018/237
Karar No: 2021/4399
Karar Tarihi: 02.11.2021
Danıştay 7. Daire 2018/237 Esas 2021/4399 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/237
Karar No : 2021/4399
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Petrol ve Madeni Yağ Ürünleri Üretim Depolama Nakliye Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borcu nedeniyle, kanuni temsilci sıfatıyla, hakkında alınan ihtiyati haciz kararı üzerine davacının gayrimenkullerine uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kamu alacağının cebren tahsil ve takibine yönelik olmayan ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemlerinin, icrai muamelelere başlanılmadan önce tahsile konu kamu alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik, dolayısıyla kamu alacağını koruyucu niteliği bulunan işlemlerden olduğu, bu işlemlerin asıl muhatabı verginin mükellefi veya sorumluları olduğundan tüzel kişilerin kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında bu işlemlerin uygulanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tüzel kişiliğin ortakları ve kanuni temsilcileri adına teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi kamu alacaklarının korunmasına yönelik tedbirlerin uygulanamayacağına dair yasal bir düzenleme mevcut olmadığından tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Olayda, davalı İdarece 6183 sayılı Kanunun 13. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen koşulların oluştuğu yolunda davacının şahsına yönelik herhangi bir somut tespit yapılmaksızın, kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkında yapılan tespitlere dayanılarak tesis edilen davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından sonucu itibarıyla yerinde olan karara yönelik temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Petrol ve Madeni Yağ Ürünleri Üretim Depolama Nakliye Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin vergi borcu nedeniyle, kanuni temsilci sıfatıyla hakkında alınan ihtiyati haciz kararı üzerine davacının gayrimenkullerine uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni temsilcilerin ödevi" başlıklı 10. maddesinde; tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 3. maddesinde, amme borçlusu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısların yanında bunların kanuni temsilcilerini de ifade ettiği belirtilmiş; 9. maddesinin birinci fıkrasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği; 13. maddesinde ihtiyati haczin, maddede sayılan hallerden herhangi birinin mevcudiyeti halinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla derhal uygulanacağı hükme bağlanmış; anılan maddenin 3. fıkrasında ise borçlunun kaçması veya kaçma, mallarını kaçırma ve hileli yollara sapma ihtimallerinin bulunması ihtiyati haciz uygulanmasını gerektiren hallerden biri olarak düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen hükümlere göre, şirketin borcu nedeniyle sorumluluğu olan ve 6183 sayılı Kanun hükümleri gereğince takibi mümkün bulunan kanuni temsilcilerin amme alacaklısı idareye karşı amme borçlusu sıfatını haiz olduğu açıktır.
Öte yandan, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, teminat istenilmesi ve ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için 213 sayılı Kanun'un 344 ve 359. maddelerinde sayılan hususlara ilişkin bir kamu alacağının salınması yolunda gereken işlemlere başlanılması yeterli görülerek, süreyle sınırlı olmaksızın ihtiyati haczin uygulanacağı kurala bağlandığından ve şirket borçlarından sorumlu tutulabilecek olan kanuni temsilciler; aynı zamanda henüz tahakkuk etmemiş olan şirket borçlarından ihtiyati haciz aşamasında da sorumlu tutulabileceklerinden, kamu alacağının borçlusu davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dosyanın UYAP kayıtlarıyla birlikte incelenmesinden; Dairemizin E:2019/4483 esasına kayıtlı dosyasında; … Petrol ve Madeni Yağ Ürünleri Üretim Depolama Nakliye Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin 2008 yılının Ocak ilâ Mart aylarına ilişkin vergi borcu için davacının Konya İli, Sarayönü İlçesi, … Kasabası, … Mevkii, … Parsel, … Paftada bulunan taşınmazına haciz uygulandığı, işbu dosyada ise anılan Şirketin 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borcu için Konya ili, Sarayönü İlçesi, … Kasabası, … ve … parsellerde bulunan taşınmazlarına haciz uygulandığı, her iki haciz işleminin de ... Vergi Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı ihtiyati haciz oluru uyarınca tesis edildiği, E:2019/4483 esasına kayıtlı dosyada, bozma kararına uymak suretiyle, Mahkemece verilen ara kararıyla, davalı idareden, anılan maddenin 3. fıkrası çerçevesinde yapılan değerlendirmeye esas alınan somut tespitlerin, ilgili belgeler ibraz edilmek ve dayanakları da belirtilmek suretiyle bildirilmesinin istenildiği, ara karara cevaben sunulan belgelerden, davacının kaçması, mallarını kaçırması veya hileli yollara sapması ihtimallerinin varlığı yönünde davacının şahsına yönelik herhangi bir somut tespitte bulunulmadığı, idarenin tespitlerinin borçlu şirket tüzel kişiliği hakkında olduğu; dolayısıyla, 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen koşulların varlığının idarece kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davacı adına tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle verilen iptal kararının Dairemizin 02/11/2021 tarih ve E:2019/4483, K:2021/4381 sayılı kararıyla onandığı anlaşılmıştır.
Bu bakımdan, Mahkemece yukarıda değinilen dosyada verilen ara kararıyla ... Vergi Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı ihtiyati haciz oluru kapsamında tesis edilen işlemlerde ihtiyati haciz koşullarının bulunmadığının ortaya konulması nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile, kararın gerekçesine katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.