17. Ceza Dairesi 2019/3796 E. , 2019/6719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık ... hakkında hırsızlık ve başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanma suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanık ... hakkında müşteki ...’a karşı başkasına ait kimlik kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında ilk derece mahkemesi 20.09.2005 tarihinde işlendiği iddia olunan başkalarına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan 27.12.2012 tarihinde 5271 sayılı CMK"nun 231/6-son cümlesi hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, bu kararın 20.03.2013 tarihinde kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden itibaren ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 27.11.2014 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle 07.05.2015 tarihinde hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 20.03.2013 ila deneme süresi içinde ikinci suçu işlediği 18.04.2014 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Sanığın eylemine uyan ve 5237 sayılı TCK"nun 268 delaletiyle 267/1. maddesindeki başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanması suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, sanık hakkında aynı Yasa"nın 66/1-e, 67/4, 67/2. maddelerinde belirtilen 12 yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 20.09.2005 gününden 18.10.2018 tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
II)Sanık ... hakkında müştekiler ... ve ...’a karşı hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında müştekiler ... ve ...’a karşı eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b, 143 maddelerine uyan hırsızlık suçunun gerektirdiği cezaların türleri ve üst sınırlarına göre; aynı Yasa"nın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 22 yıl 6 ay yıllık kesintisiz dava zamanaşımı süresinin, 1 yıl 28 günlük durma süresi eklendiğinde de suç tarihi olan 20.09.2005 gününden, incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmediğinden tebliğnamede düşürülme isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Müşteki ... ve ...’a ait bina içerisinde bulunan dairelerinin önündeki ayakkabılarının çalınması karşısında; sanığın eyleminin; TCK"nun 142/1-b maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu gözetilmeden, hakkında aynı Yasa"nın 141/1. maddesi ile hüküm kurulması,
2-Sanığın, müştekilerin apartmanında bulunan dairelerinin kapılarının önünden birer çift olmak üzere 2 çift ayakkabı çaldıktan sonra tanık ...’ın beyanlarına göre; sanığın apartmandan dışarı çıkmadan yakaladığını beyan etmesi karşısında sanığın suça konu eşyayı henüz hakimiyeti altına almadan yakalandığının kabul edilerek tayin olunan cezadan 5237 sayılı Kanun"un 35. maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nun 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanığın, müştekilere ait birer çift olmak üzere toplam 2 çift ayakkabının çalınması karşısında: suça konu ayakkabılarının değer tespiti yapılarak, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması karşısında TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nun 231/11. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümlerin aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında 5237 sayılı TCK’nun 141/1., 143/1., 62/1. maddeleri uyarınca 13 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmesine rağmen, açıklanan hükümde aynı Kanun’un 141/1., 143/1., 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle CMK"nun 231/11. maddesine aykırı davranılması,
5-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 06.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.