1. Hukuk Dairesi 2016/3638 E. , 2019/300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ..."un, 198 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu ..."a, 201 parsel sayılı taşınmazını diğer oğlu davalı ...’e, 202 parsel sayılı taşınmazını da ikinci eşi olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, sonrasında davalı ... tarafından 198 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... tarafından da 202 parsel sayılı taşınmazın diğer davalı ...’ya satış suretiyle devredildiğini, murisin taşınmazlarını satmasını gerektirir bir durumunun bulunmadığı gibi bedelin de murise ödenmediğini, tüm işlemlerin muvazaalı ve mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, 202 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti ile davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini mirasbırakanla bir ilgisinin olmadığını, 201 nolu parselin ise mirasbırakan tarafından evlenirken davalı eşi Sevim’e mehir olarak verildiğini, davalı ...’in de mehir alacağı olan bu taşınmazı oğlu olan davalı ...’e devrettiğini, 198 nolu parselin ise bedeli ödenerek davalı ... tarafından satın alındığını, ayrıca muris adına kayıtlı başkaca taşınmazların da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 198 ve 201 parsel sayılı taşınmazlar yönünden muvazaa olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 202 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Mirasbırakanın 198 parsel sayılı taşınmazını 14.11.1996 tarihinde davalı oğlu ...’a satış suretiyle, 201 parsel sayılı taşınmazını ise 04.09.2003 tarihinde diğer oğlu davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği; sonrasında davalı ... tarafından 198 parsel sayılı taşınmazın 13.07.2004 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle devredildiği, dava konusu 202 parselin ise 1979 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, murisin 15.01.2013 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ilk eşinden olma çocukları davacılar ile ikinci eşi davalı ... ve ikinci eşinden olma oğulları davalı ... ve ... ile dava dışı kişilerin kaldığı kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, 198 ve 201 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak tapu iptal-tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Çekişme konusu 202 parsel sayılı taşınmaz yönünden de, mirasbırakan tarafından davalı ...’e yapılan bir temlikin olmadığı, taşınmazın murisle ilgisinin bulunmadığı tespit edilmekle davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Ne var ki, somut olayda hükmün infaza elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, davacılar pay oranında istekte bulunduklarına göre, 198 ve 202 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların mirasçılık belgesindeki miras payları oranında tapu iptali ve tescile hükmedilmesi, kalan payların ise, 198 nolu parselde kayıt maliki olan davalı ..., 201 nolu parselde ise kayıt maliki davalı ... üzerinde bırakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile diğer davalılara da pay verilmek suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar vekilinin harç ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların paylarına isabet eden değer olduğu kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, taşınmazların dava tarihindeki değerinin dava konusu paya isabet eden miktarı üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tamamı üzerinden fazla harç ve vekalet ücreti tayini doğru değildir.
Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün vekâlet ücreti yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.