Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2016 tarihli ve 2016/7698 soruşturma, 2016/877 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, hakkında açılan kamu davası sonucunda, tebligatların sanığın bildirmiş olduğu adreslerine yapılmadığından bahisle kamu davasının durdurulmasına dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarihli ve 2017/239 esas, 2017/270 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2017/386 değişik iş sayılı kararının, kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 28/06/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, «Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2016 tarihli ve 2016/7698 soruşturma, 2016/877 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihtara rağmen yükümlülük ihlalinde ısrar edildiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, hakkında açılan kamu davası sonucunda, tebligatların sanığın bildirmiş olduğu adreslerine yapılmadığından bahisle kamu davasının durdurulmasına dair Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarihli ve 2017/239 esas, 2017/270 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve söz konusu kararın kaldırılmasına ilişkin Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2017/386 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesince, sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair uyarılı kararın sanığın mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebliğ mazbatasına "abisi ...." şeklinde şerh düşürülerek tebliğ edildiği, bu şekilde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, tebligat usulüne uygun olmadığından kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararında kesinleşmediği, karar kesinleşmediğinden dolayı infazının da mümkün olmadığı, infazı mümkün olmayan denetimin ihlalinin de söz konusu olamayacağından bahisle verilen durma kararına yönelik yapılan itiraz üzerine merci Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 sayılı, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 sayılı ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
Somut olayda, sanık hakkında, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre sanığın mernis adresine tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmış ise de, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26/03/2014 tarihli ve 2014/6917 esas, 2014/5689 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebliğde muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan kişinin kim olduğu kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmemiş olduğundan tebliğin usulsüz olduğu cihetle anılan kararın kesinleşmemiş bulunduğu, bu hali ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2016 tarihli kararı sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanamayacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2017/386 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
Konunun Değerlendirilmesi:
Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2016 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın, sanığın mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebliğ mazbatasına "abisi ...." şeklinde şerh düşürülerek tebliğ edildiği, bu şekilde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, tebligat usulüne uygun olmadığından kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın da kesinleşmediği, karar kesinleşmediğinden dolayı infazının da mümkün olmadığı, infazı mümkün olmayan denetimin ihlalinin de söz konusu olamayacağından bahisle Konya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarihli ve 2017/239 esas, 2017/270 sayılı kararıyla verilen durma kararına yönelik yapılan itiraz üzerine Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/04/2017 tarihli ve 2017/386 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.