Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5485
Karar No: 2019/327
Karar Tarihi: 21.01.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/5485 Esas 2019/327 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğiyle açılmıştır. Davacı, mirasbırakanın maliki olduğu bazı taşınmazların tapulama işlemleri sırasında ve mirastan mal kaçırma amaçlı olarak davalılara temlik edildiğini iddia ederek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bazı taşınmazlar yönünden açılan davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle reddedilmesine karar vermiştir. Ancak, diğer taşınmazların mirasbırakan tarafından yapılan bir temlikle davalılara geçtiğinin anlaşıldığı ve hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı görülmüştür. Bu nedenle, bu taşınmazlar yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi açıklanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2018/5485 E.  ,  2019/327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı; mirasbırakanı ...’in maliki olduğu 16, 39, 43, 50, 112, 1842 ve 1843 parsel sayılı taşınmazların bir kısmını tapulama işlemleri sırasında, bir kısmını da sonradan mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara çeşitli yollarla temlik ettiğini ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, 1842 ve 1843 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı, diğer taşınmazlar yönünden ise mirasbırakan tarafından yapılan bir temlikin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1925 doğumlu mirasbırakan ... ...’nın 18.09.1992 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı kızı..., davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı çocukları ..., ...ve ...’in kaldıkları, çekişme konusu 125 ada 50 ve 112 parsel sayılı taşınmazların 18.07.2006 tarihli tesis kadastrosu ile davalılar adına senetsizden tespit gördüğü, 109 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 18.07.2006 tarihli tesis kadastrosu ile 21.07.1982 tarih ve 155 sıra nolu tapu kaydına, 111 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 18.07.2006 tarihli tesis kadastrosu ile 21.07.1982 tarih ve 156 sıra nolu tapu kaydına, 112 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ise 18.07.2006 tarihli tesis kadastrosu ile 21.07.1982 tarih ve 154 sıra nolu tapu kaydına istinaden davalılar adına tespit gördüğü, kadastro tespitine esas alınan eski tapu kayıtlarında mirasbırakan tarafından davalılara yapılan herhangi temlik kaydının bulunmadığı, çekişme konusu 1842 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payı mirasbırakana ait iken 06.11.1986 tarihinde
    eşit paylarla davalılar Fedail ve İhsan’a, 1843 parsel sayılı taşınmazın da 1/3 payı mirasbırakana ait iken 02.09.1986 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğindedir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir şekilde biçim koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle gizlenerek yapılan bağış niteliğindeki tasarruflar geçerlidir. Bu tür durumlarda 01.04.1974 tarih ½ sayılı İBK’nın uygulanma yeri yoktur.
    Somut olaya gelince, tapusuz olup davalılar adına kadastroca tespiti yapılan çekişme konusu 125 ada 50 ve 112 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı ve muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenmeyeceği açıktır. Davada tenkis isteği de yoktur. Dava konusu 109 ada 16 parsel, 111 ada 43 parsel ve 112 ada 39 parsel sayılı taşınmazlarda da mirasbırakan tarafından davalılara yapılan bir temlik bulunmamaktadır. O halde, anılan beş parça taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olması bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının bu parsellere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
    Davacının 1842 ve 1843 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Bilindiği üzere, mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olacaklarından, bu tür isteklerde dava hakkı mirasbırakanın ölümüyle ortaya çıkar. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da mirasbırakının ölüm tarihi büyük önem taşır. Değinilen yasal düzenlemede, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, dayanılan hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde anılan sürenin uygulama imkanına kavuşacağı açıktır. Ancak, tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulama yeri yoktur.
    Somut olayda, mirasbırakanın 18.09.1992 tarihinde öldüğü, dava konusu 1842 ve 1843 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin mirasbırakanın ölümünden önce 1986 yılında kesinleştiği, bu durumda 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin olayda uygulanamayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, 1842 ve 1843 parsel sayılı taşınmazlar yönünden işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının değinilen yön itibariyle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi