10. Hukuk Dairesi 2014/11922 E. , 2014/14820 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Manisa 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 29.04.2014
No : 2011/1124-2014/330
Dava, fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile davacının dava dışı SS. E. Yapı Kooperatifine ait işyerinden yapılan 12.11.2006–30.06.2010 tarihleri arasındaki bildirimlerinin ve hizmet sürelerinin iptali ile giderek yaşlılık aylığı şartlarını da kaybetmesi nedeniyle aylık kesme ve davacıya 01.08.2010–20.07.2011 tarihleri arasında ödenen aylıkların yersiz olduğundan bahisle borç tahakkuku işleminin iptali, birleşen karşı dava ise kurumca davacıya yersiz olarak yapılan ödemelerin faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde Kurum işleminin iptaline yönelik asıl davanın reddine, birleşen karşı davanın ise kabulüne, 8.303,18 TL ödemenin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Hükmün, davacı-karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Volkan Ergül tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen davacı-karşı davalının 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, davada kabul edilen tutarın 2014 yılı temyizde duruşma sınırı altında kaldığı ve duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi hükmü (6098 Sayılı Borçlar Kanunu Md. 74.) gereğince, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinde verilen beraat ve ceza hukukunun kusur ve zarar sorumluluğuyla ilgili hükümleriyle bağlı değil ise de; kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle ceza mahkemesinde saptanacak maddi olayın yargısal bir kararla saptanmış olması gerçeğinin hukuk hâkimini de bağlaması gerekir. Bu hal; Kamunun yargıya olan güveninin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanununun 53. maddesinde öngörülen kuralın da doğal bir sonucudur.
Davaya konu, somut olayda; davacının, hizmet bildirimlerinin yapıldığı kooperatif başkanı ve aralarında davacının da bulunduğu 27 kişi hakkında kooperatif üyeleri ve Kurum tarafından yapılan teftiş üzerine suç duyurusu sonrasında ceza mahkemesinde dava açıldığı ve bu davaların henüz derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı hakkında açılan ceza davası incelenmeksizin ve orada belirlenecek maddi olgular dikkate alınmaksızın, davacının çalışmasının bulunmadığına dair kabul eksik araştırmaya dayalıdır.
Diğer taraftan, 1996 yılında kanun kapsamına alınan kooperatif inşaat işyerinde bir takım inşaatların ve sıva işlemlerinin yapıldığı, Kurumca tutulan 03.02.2011 tarihli tutanağın ekinde yer alan fotoğraflardan anlaşılmaktadır. Kurumca, davacının hizmet bildirimlerinden iptal edilen sürenin, 12.11.2006–30.06.2010 tarihleri arasına yönelik olduğu dikkate alındığında, bu çalışanlardan sonra başka bir deyişle, 2008 yılından sonraki dönemde davaya konu inşaatta çalışma yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise hangi işçiler tarafından yapıldığının açıklığa kavuşturulması gerekli olup mahkemece çalıştığı kabul edilen kişilerin hizmet bildirim cetvelleri getirtildikten sonra, kooperatifteki belge ve defterler incelenmeli ve aktif olarak çalışmanın var olup olmadığı belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı-karşı davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.