22. Hukuk Dairesi 2019/5022 E. , 2019/13766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde geçici işçi olarak çalışırken iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ve toplu iş sözleşmesi gereği tenkisata uymama nedeniyle cezai şartın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, yeni yönetimin belediyeyi ağır bir yük ile devraldığını, yeterli vize verilmediğinden bir kısım işçilerin sözleşmesinin askıya alınması gerektiğini, vize sayısında artma olmadığından daha sonra toplu işçi alımı yapılmadığını, mevsimlik işçilerde sözleşmenin askıya alınmasının fesih olarak yorumlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek cezai şartın hesaplanması yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, bozma gerekleri yerine getirilmiş ancak, bozma dışı kalan alacak hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, Mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası Mahkemece “Kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, ilave tediye ve ikramiye alacağı, ücret alacağı, yemek yardım alacağı, giyim yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı, aile çocuk yardımı alacağı, öğrenim yardımı alacağı, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve geçici görev yolluğu alacakları hakkında 30/05/2016 tarihinde verilen karara Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nin 2016/7947 Esas 2016/11724 Karar sayılı ilamında değinilmediğinden ve bu hususlar bozma konusu yapılmadığından, bu hususlara ilişkin 01/04/2019 tarihinde kısmi kesinleştirme yapıldığı dikkate alınarak KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay"ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.