
Esas No: 2021/7997
Karar No: 2021/3352
Karar Tarihi: 27.10.2021
Danıştay 5. Daire 2021/7997 Esas 2021/3352 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7997
Karar No : 2021/3352
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : 1-… Bakanlığı / …
2-… Komutanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ağrı İl Jandarma Komutanlığı emrinde Jandarma Astsubay Çavuş rütbesinde görev yapan davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti, iltisakı yahut irtibatı bulunduğundan bahisle 375 sayılı KHK'nın Geçici 35'inci maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına dair İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve malî haklara yönelik zararların kamu görevinden çıkarılma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, davacının kamu görevinden çıkarılmasına dair İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemin bulunduğu belirtilen tebligatın, davacının dava dilekçesinde belirttiği adresine 15/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu hâliyle dava konusu işleme karşı (çalışmaya ara verme dönemi süreleri hesaba katılarak) en geç 07/09/2020 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonraki 01/12/2020 tarihinde açılan davanın süresi içerisinde olmadığı değerlendirilmektedir. Her ne kadar davacı tarafından tebligat yapılırken kararın kendisine verilmediği belirtilmişse de, tebliğ zarfının üzerinde açıkça davacının dava konusu ettiği işlemin tarih ve sayısına yer verilmiş olduğu gözetildiğinde, davacının tebliğ tarihi olan 15/06/2020 tarihinde kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemden haberdâr olduğu açıktır. Bu durumda, dava konusu edilen işleme karşı en son 07/09/2020 tarihinde dava açılması gerekirken, bu tarih geçtikten sonra 01/12/2020 tarihinde açılan dava süresi içinde açılmadığından, davanın esasının incelenmesi mümkün olmayıp, 2577 sayılı Kanun'un 15'inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı oluğu, dava konusu işlem 16/06/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, işlemde 60 gün içerisinde dava açılacağının belirtilmediği, bu nedenle davayı süresinde açamadığı, Anayasa'nın 40. maddesi uyarınca dava konusu işlemde başvuru yolları ve dava açma süresi belirtilmediğinden dava açma süresinin başlatılmasına olanak bulunmadığı, Mahkemece işin esasının incelenmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesi ve Danıştayın içtihatlarının bu yönde olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; davanın süresinde açılmadığı, dava konusu işlemin olağanüstü tedbir niteliğinde olduğu, davacı hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, kamu görevlisinin devlete sadakat kriterini taşımadığının değerlendirilmesi durumunda idarenin kamu görevine son verilmesi hususunda yetkisinin bulunduğu, davacının görevinin önemi ve niteliği gereği de silahlı kolluk kuvveti olan Jandarma bünyesinden çıkarılma işleminin kamu yararının bir gereği olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca, İdare Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği görülen davacının, temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Ağrı İl Jandarma Komutanlığı emrinde Jandarma Astsubay Çavuş rütbesinde görev yapan davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti, iltisakı yahut irtibatı bulunduğundan bahisle 375 sayılı KHK'nın Geçici 35'inci maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve malî haklara yönelik zararların kamu görevinden çıkarılma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır."; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında, "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ... gündür."; "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa'nın yukarıda yer verilen 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olması nedeniyle, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur.
Öte yandan, her ne kadar Anayasa'nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı belirtilmiş ise de, söz konusu düzenleme Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde; kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Özetle, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından, dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerekmektedir.
Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üyeliği, mensubiyeti, iltisakı yahut irtibatı bulunduğundan bahisle 375 sayılı KHK'nın Geçici 35'inci maddesi uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına dair İçişleri Bakanlığının … tarih ve … sayılı işleminin, 15/06/2020 tarihli tebligat mazbatası ve davacının beyanına göre anılan tarih itibarıyla davacıya tebliğ edildiği açık olmakla birlikte, söz konusu işlemde Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 27/10/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.