Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10018
Karar No: 2014/14978
Karar Tarihi: 17.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/10018 Esas 2014/14978 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/10018 E.  ,  2014/14978 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Eskişehir 1. İş Mahkemesi
    Tarihi :27.02.2014
    No :2013/1116-2014/123


    Dava, sigortalılık başlangıcının 01.11.1981 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacıya ait 01.11.1981 tarihli işe giriş bildirgesinin, davalı Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; somut olayda, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece, bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın, hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 108. maddesi sigortalılık süresini düzenlemekte olup, sigortalılık niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden de söz edilemez. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2. maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlaması ile edinilir. Bu maddelerde açıkça belirtildiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde sigortalılık söz konusu olamaz. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti
    davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Eldeki somut olayda; 01.11.1981 başlangıç tarihli işe giriş bildirgesinin, davacının babası olduğu anlaşılan N..B.. unvanlı, 2.2513.17294.24 01 sicil numaralı işyerinden 30.11.1981 tarih ve 229372 sayı ile Kuruma intikal ettiği, davalı Kurumdan ise 2 1624 01 01 0017294 026 01 64 sicil sayılı ve .. B..t-G.. E.. Ortaklığı"na ait işyerinin 02.01.1974-03.01.1978 tarihleri arasında kapsamda olduğuna dair bilgi geldiği, davacıya ait sicil numarasının 1981 yılı serilerinden olduğu, davacı akrabası ve komşu işyeri çalışanı olduğunu belirten ancak çalışmaları kayıtlardan doğrulanmayan iki davacı tanığının tanıklığına dayanılarak, dönemde bordro verilmediği bildirildiği halde dönem bordrosunda kayıtlı kişilerin de dinlenildiği belirtilerek, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, Mahkemece, açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan, giriş bildirgesi ve davacı tanıklarının beyanları nazara alınarak sonuca gidildiği ortadadır.
    Bu halde, Mahkemece yapılacak iş; giriş bildirgesinde bulunan işyeri numarası yazılmak suretiyle işyerinin kapsam durumu davalı Kurumdan araştırılmalı, davalılar murisine ait vergi kayıtları (işyeri açılış ve kapanışına dair yoklama fişleri de dahil olmak üzere) getirtilmeli, sonrasında, 01.11.1981 tarihli bildirgenin verildiği işyerinden Kuruma verilen dönem bordrosu olup olmadığı sorularak, var ise dönem bordroları, ilgili müdürlükten istenerek, bu bordrolarda kayıtlı tanıklar dinlenilmeli, işverenin bordrolarında Kurum kayıtlarına geçen tanık bulunamaz ise, davacının çalışmasının geçtiği iddia edilen işyerine, o tarihte komşu olan, diğer işyerlerinin sahipleri ve bildirge tarihinde anılan iş yeri çalışanları zabıta marifetiyle tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bu yönde yapılacak araştırmadan da, bir sonuca varılamadığı takdirde ise, davacı tarafından gösterilen tanıklar dinlenmeli, ifadeleri hükme dayanak kılınan tanıkların dava konusu yapılan tarihte iş yeri sigortalısı veya komşu iş yeri işvereni veya çalışanı olup olmadığı araştırılmalı, bu araştırmada gerekirse zabıta aracı kılınmalı, davalı Kurumdan, anılan kişilerin belirtilen tarihte sigorta bildirimlerinin hangi iş yerinden yapılmış olduğu sorulmalı, iş yerinde tutulması gerekli dosyalar ile ücret bordroları getirtilmeli, Kurumdaki belge
    ve kanıtlardan yararlanılmalı, bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları karşılaştırılmalı, varsa, çelişkiler giderilmeli, işyeri sahibinin, oğlu olan davacıyı, sosyal güvenceden yoksun bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu gözetilmeli, bu şekilde, iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Kabule göre de; karar başlığında Kurum dışındaki davalılara, muris N. B. mirasçıları adı altında yer verilmemesi, isabetsiz bulunmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    O hâlde, davalılardan Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi