3. Hukuk Dairesi 2017/7419 E. , 2019/3768 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 27/08/2001 tarihli sözleşme ile kiralanan dava konusu taşınmazın, kullanım hakkını 20/09/2010 tarihli sözleşme ile devraldığını, sözleşmede aylık aidat tutarının 150,00 Alman Markı olarak belirlendiğini, davalının zorlaması nedeniyle 2011 yılı için 9.600 TL aidat ödendiğini, bu şekilde 7.344 TL fazla ödemesinin söz konusu olduğunu, ayrıca davalının dava konusu taşınmazın elektrik ve suyunu kestiğini, misafirlerin ve tamir-tadilat için gelen işçilerin eve gelmesini engellediğini, sosyal tesislerden faydalanmasının da engellendiğini belirterek fazla ödenen 7.344 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdatına, davalı tarafından sözleşme ile davacıya tanınan hakların kullanılmasına yönelik engellerin men edilmesine, bu doğrultuda tedbiren davacının ailesinin sözleşme ile kullanım hakkı olan bağımsız bölüme girişine davalı tarafından konan engellerin tedbirli olarak kaldırılmasını, davalı tarafından elektrik, su verilmesi yönündeki engellerin kaldırılmasını, davalı tarafından müvekkilinin evine misafir ve tadilat, tamirat için usta getirilmesi yönünde konulan engellerin kaldırılmasını, müvekkilinin sitede bulunan fitnes salonu, şezlonglar duşlar, havuz ve tenis kortundan yararlanması yönündeki engellerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı, sözleşmede yazılan aidat miktarının yıllar içinde değiştiğini ve bu bedelin müştereken uygulama dışı bırakıldığını, dava konusu aidat bedelinin ihtirazi kayıt konulmadan ödendiğini, bu nedenle istirdatının istenemeyeceğini, aidat bedelini KDV dahil aylık 800 TL olarak belirlediğini, davacının önceki dönemde ise aylık 225 € yani 540 TL ödediğini, artışın makul olduğunu beyanla davanıın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının 7.344,00 TL"lik istirdat talebinin 6.474,45 TL"lik kısmının kabulüne ve davalı tarafça davacıya dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine, fazlaya dair talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Harca tabi davalarda, başvurma harcı ve nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır (Harçlar Kanunu 27-28 mad). Dava açılırken harcın eksik alınmış olması halinde, mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanun"unun 30 ve 33. maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK 150. maddesi uyarınca süresinde harç tamamlanarak dava yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemce kendiliğinden (resen) dikkate alınmalıdır.
Davada, fazla ödenen aidat tutarının iadesi ve müdahalenin men"i talep edilmiştir. Dava açılırken harç yatırılmadığı görülmektedir. Dava niteliği itibariyle konusu para ile değerlendirilebilen davalardan olduğundan yukarıda açıklandığı üzere Harçlar Kanununun 30. Maddesi uyarınca dava konusu edilen talepler yönünden nispi harç yatırılması zorunludur.
Mahkemece eksik alınan bu harcın yargılama sırasında tamamlatılması gerekmektedir. Her ne kadar yargılama sırasında davacı tarafından 109,05 TL tamamlama harcı yatırılmış ise de bu harcın hangi talep yönünden ve ne miktarda yatırıldığı, her bir talep için dava değerinin ne olduğu anlaşılamamaktadır. Ayrıca başvurma harcının da tamamlanmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkemenin davacıya öncelikle eksik harcı tamamlaması konusunda uygun süre verilmesi, harcın tamamlanmasından sonra yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması ve süresi içinde harç ikmaliyle yenilenme yapılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykır olup bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.