10. Hukuk Dairesi 2013/19011 E. , 2014/15178 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
Tarihi :09.07.2013
No :2011/5-2013/541
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 24.7.2009 tarihli İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi"nin raporu ile mesleki pnömokonyoz hastalığı tanısı konulan sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalı işverenlerden 5510 sayılı Yasa"nın 21. maddesi uyarınca teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
5510 sayılı Yasanın 14. maddesinde; "" Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,
b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur..."düzenlemesi öngörülmektedir.
5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21’inci madde hükmünde ise, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin,
işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, meslek hastalığı nedeniyle soruşturma yapan sigorta müfettişi raporunda, sigortalının 1.3.2001 tarihinden sonra M.. G.., D.. G.. ve dava dışı B.. G..ye bağlı işyerlerinde kaynakçı olarak çalıştığı ancak meslek hastalığı nedeniyle işverenlere, üçüncü kişilere veya sigortalıya atfedilebilecek bir kusur olmadığı bildirilmiştir.Sigortalıya ait sigorta hizmet cetvelinde ise; davacının 26.3.2002 ile 2004/1. dönemler arasında kesintili olarak 1049304 sicil numaralı işyerinden bildirimleri yapıldığı görülmekle birlikte bu işverenin kim olduğu ve çalışılan işyeri ortamının pnömokonyoz hastalığına neden olup olamayacağı dosya kapsamına göre belirsizdir.
Meslek hastalığına dayalı rücuen tazminat davalarında; aynı nitelikte başka başka işyerlerinde çalışma halinde, her bir işverenin kusurunun ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, sigorta hizmet cetvelinde görülen 1049304 sicil numaralı işyerinin işvereninin kim olduğu, çalışma koşulları ve burada geçen çalışmalarının iş göremezlik oranına katkısı olup olmadığı da araştırılarak, sigortalının çalıştığı yıllar itibariyle hangi işverenler nezdinde, hangi ortamda, hangi sürede ve ne şekilde çalıştığı, işin özellikleri ve iş koşullarının nelerden ibaret olduğu araştırılmalı; S..G.. ile diğer davalılar arasında asıl işveren taşeron ilişkisi olup olmadığı irdelenmeli, M.. G.. ve D.. G.."nin Se.. G..i"nin taşeronu olduğu ve taşeronlarda çalışılan işyerlerinin ayrı yerler olduğunun anlaşılması halinde; taşeronların meslek hastalığının oluşumuna, farklı tarihlerde, farklı yerlerde, birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkılarının bulunmaları nedeniyle, sadece kendi kusur oranlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olacakları, asıl işverenin ise, her iki taşeronun sorumlu olduğu toplam zarar miktarından teselsüle dayalı olarak sorumlu olacağı hususu gözönünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 18.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.