11. Hukuk Dairesi 2018/4809 E. , 2019/6181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 24/01/2017 tarih ve 2016/323 E.- 2017/32 K. sayılı kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/05/2018 tarih ve 2017/1182 E- 2018/558 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı ve davalı şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Türkiye genelinde ve çevre illerde örgütün illerdeki temsilcileri hakkında yapılan soruşturma kapsamında örgütle bağlantılı şirketlere kayyım atandığını, müvekkili şirkete de bu kapsamda atanan kayyım tarafından işlerin yürütüldüğünü, müvekkili şirketin ortakları ve kayyım atanmadan önceki yönetim kurulunun şirketin içini boşalttığını, müvekkili şirkete ait taşınmazın şirkete kayyım atanacağı öngörüsü ile muvazaalı olarak davalı şirkete satışının yapıldığını, davalı ..."nun kayyım atanmadan önceki yönetim kurulu başkanı olduğunu belirterek yapılan satışın işleminin iptaline, taşınmazın müvekkili şirket adına tesciline, aksi durumda ise taşınmazın değerinin altında yapılan satışı nedeniyle ile oluşan farkın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama aşamasında hazineye devredilen davacı şirket vekili davayı takip yetkisinin hazineye geçtiğini belirtmiş, yargılamaya katılan ... vekili ise dava konusu taşınmazın hazineye devrinin sağlandığını beyan etmiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkilinin iş hacmini genişletmek ve taşınmaz ihtiyacını gidermek üzere dava konusu taşınmazı satın aldığını, muvazaa iddiasının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, davacı yanın örgüt üyeliği veya yöneticisi olunduğuna yönelik iddialarının asılsız olduğunu, davacı şirketin zarara uğratıldığı iddialarının yerinde olmadığını, şirkete atanan kayyımın şirkete verdiği zararın daha fazla olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 667 Sayılı KHK ile FETÖ-PYD terör örgütüne aidiyeti ve irtibatı nedeniyle davacı şirket bünyesinde yer alan kurum ve kuruluşlara ait olan tüm mal varlıklarının hazineye devredildiğinin ilan edildiği, dava konusu taşınmazın hazineye devrinin gerçekleştiği, davanın konusuz kaldığı, sulh ceza hakimliğinin kararı dikkate alındığında davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama masraflarının davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı Davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun davalı şirket hakkında verilen yargılama giderleri yönünden kısmen kabulüne, Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 24/01/2017 tarih ve 2016/323 Esas 2017/32 Karar sayılı kararının davalı şirket hakkında verilen yargılama giderleri yönünden kaldırılmasına ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı şirket vekili temyiz etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı şirket vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı ve davalı şirketten harç alınmasına mahal olmadığına, 03/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.