3. Hukuk Dairesi 2017/14561 E. , 2019/3834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda: davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; harici yazılı sözleşme ile davalıdan, davaya konu taşınmazı satın aldığını, 110.000,00 TL bedeli de nakden ödediğini, ancak tapunun verilmediğini, daha sonra davalının başka borçları nedeni ile taşınmazın icra kanalıyla satışa çıkarıldığını ve aynı yeri ikinci kez parasını ödeyerek satın aldığını, bedelini de icra dosyasına ödediğini, ancak davalının protokolde belirtilen 110.000,00 TL’yi iade etmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine takip başlattığını ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve takip tarihinden itibaren alacağa bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının daha evvel de Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2007/10242 E. sayılı dosyası ile 100.000 TL’lik senet için takip başlattığını, o dosyada imza itirazında bulunduklarını, Bursa 5. icra Hukuk Mahkemesinin 2007/839 E. sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi ile senet üzerindeki imzanın sahte olduğunun anlaşıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın asıl alacak ile ilgili olarak kabulüne, 110.000 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, yasal faiz ile takibin devamına, fazlaya ilişkin miktar ile ilgili
talebin reddine, kabul edilen alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı 22.000 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının icra inkar tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda; davalı tarafça davacıya, davaya konu taşınmazın satıldığı, 110.000 TL satış bedelinin nakden ödendiği taraflarca imzası inkar edilmeyen 02.05.2006 tarihli harici sözleşme ile sabittir.
Dosya kapsamından; davalının vergi borcu nedeniyle başlatılan takip dosyasında yapılan ihalede davacının davaya konu taşınmazı satın aldığı, satış bedelini takip dosyasına ödediği, böylece aynı taşınmaz için mükerrer ödemede bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalıya 02.05.2006 tarihli harici sözleşme nedeniyle ödediği 110.000 TL’nin iadesi gerektiği açıktır.
Ne var ki; davacımız ... daha evvel 30.09.2007 vade tarihli 100.000 TL’lik bir bononun tahsili amacıyla davalımız ... aleyhine takip başlatmış, ... tarafından iş bu bonodaki imza inkar edilerek, 100.000 TL’lik bono nedeni ile borçlu olmadığının tespiti amacıyla icra hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açılmış, mahkemece; yapılan incelemede; bono üzerine ...’e atfen atılan imzanın ... eli ürünü olmadığı tespit edilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş; karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından onanarak 30.10.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Bahsi geçen menfi tespit davanın yargılaması sırasında; davacımız ... tarafından duruşmada; ‘’takip konusu 100.000 TL’lik senedin, ...’in kendisine 110.000 TL’ye sattığı taşınmaz karşılığında verilen bono olduğunu, davalımız ...’in kendisine taşınmazın tapusunu veremediğinden 100.000 TL’lik ve 10.000 TL’lik senetler verdiğini, bu senetler ödenmediğinden hacze konulduğunu’’ beyan etmiş, davalımız ... tarafından 100.000 TL’lik senetteki imza inkar edilmiş, 10.000 TL’lik senetteki imza kabul edilmiştir. Davacı ... tarafından bahsi geçen 10.000 TL’lik senedin tahsili amacıyla da ayrı bir takip başlatılmış, bu takip dosyasında takip borcu 16.11.2009 tarihinde tahsil edilmiştir.
Buna göre; davacı tarafça davaya konu taşınmazın satış bedeli olarak davalıya 110.000 TL’lik ödeme yapılmış, davacının beyanına göre; taşınmazın tapusu devredilemediğinden davalı tarafından (davalı tarafça imzası ikrar edilen) 10.000 TL’lik senet verilmiş, davacı tarafça da bu senet takip dosyasında tahsil edilmiş, dolayısı ile davacının 100.000 TL’lik alacağı kalmıştır. Aksinin düşünülmesi davalının mükerrer ödeme yapmasına, davacının da sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır.
O halde mahkemece; davalının 10.000 TL’lik senet için takip dosyasına yaptığı ödeme gözden kaçırılarak, mükerrer ödemeye yol açacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29.04.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.