3. Hukuk Dairesi 2019/419 E. , 2019/3852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu büyükbaş hayvanlarının elektrik akımına kapıldığını, hayvanlardan 5 tanesinin öldüğünü, 2 hayvanın süt veremediğini, 5 buzağının gelişimini tamamlayamadığını doğan zarardan davalının bakım ve onarım yaptırmamış olması nedeniyle sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 11/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucu 30.300,00 TL "ye yükseltmiştir.
Davalı, delil tespitine itiraz ettiğini, elektrik tellerinin standartlara uygun olduğunu, yolun yükseltilmesi nedeniyle olayın meydana geldiğini, davacının kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 21.375.00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 12.12.2016 gün, 2015/15070 Esas, 2016/14364 Karar sayılı ilamı ile " . Somut olayda delil tespiti dosyasındaki itiraza uğrayan elektrik ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporları doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmediği; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişinin ziraat mühendisi olup, uyuşmazlığın doğru olarak tespiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip olmadığı, olayın özelliğine göre veteriner hekim olan bir bilirkişiye rapor hazırlatılması gerektiği ve davacı hayvanların başına herhangi olumsuz bir durum geleceğini düşünmeksizin onları tamamen başıboş bırakığı bu nedenle mahkemece bu durumun davalı lehine bir miktar hakkaniyet indirimini gerektireceği de düşünülmeksizin karar verilmesinin de hatalı olduğu " gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının zararının toplam 27.877,38 TL olduğu kusur oranının ise %25 olduğu buna göre, davalının bu zararın %75 i olan 20.908,04 TL "den sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, (temyiz eden tarafın sadece davalı taraf olması
sebebiyle aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak) 21.375,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/05/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava; kusursuz sorumluluğa dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup,mahkemece bozma öncesi verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiği belirtilmiş olmasına rağmen daha önceki hükmün davalı tarafından temyiz edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından temyiz edildiği belirtilerek aleyhe bozma yasağı doğrultusunda rapordaki miktarı aşar şekilde davalı aleyhine hüküm tesis edilmiştir.
"Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde,Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka,taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık,temyiz eden tarafın,önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ; 5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut uyuşmazlıkta; bozma öncesi hükmü davalı taraf temyiz etmiş olup, bozma sonrası yargılama sonucu belirlenen tutar bakımından hükmü temyiz etmeyen davacı bakımından aleyhe hüküm verme yasağının uygulanamayacağı açıktır.
Bu itibarla; mahkemece; benimsenen bilirkişi raporunda 20.908,04 TL tazminat hesabı yapıldığına göre 21.375,00 TL üzerinden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasında yer alan "Davacının (temyiz eden tarafın sadece davalı taraf olması sebebiyle aleyhe hüküm verme yasağı dikkate alınarak) 21.375,00 TL maddi tazminat talebinin kabulu ile 21.375,00 TL nin" ifadesi çıkarılarak yerine "Davacının 20.908,04 TL maddi tazminat talebinin kabulu ile 20.908,04 TL nin" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine, hükmün aynı numara ile belirtilen ikinci fıkrasında yer alan " 2.565,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesindeki 2.565,00 TL"nin 2.508,96 TL olarak düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.