Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1821
Karar No: 2021/3631
Karar Tarihi: 30.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/1821 Esas 2021/3631 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/1821 E.  ,  2021/3631 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl ve birleştirilen dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı ..., 4796 parsel ( yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tevhidi sırasında tevhide konu (eski 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469, 1470, 1472, 1473) parsellerden 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payının maliki olduğunu, aynı parselin 5/7 payı ile diğer parsellerin tamamının ... adına kayıtlı iken 30.03.2007 tarihli tevhit işlemi sırasında parsellerin tamamının tek parsel olarak birleştirilip 4796 parsel numarası ile tamamının ... adına tescil edildiğini, başvurusu üzerine yanlışlık fark edilip ... mirasçılarının düzeltmeye davet edilmesine rağmen başvuruda bulunmadıklarını, yanlışlığın düzeltilmesi için tapu müdürlüğünün açtığı davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddedildiğini ileri sürerek tevhitle oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazın kaydının 2/7 payı oranında düzeltilmesini, yeni oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Tapu Müdürlüğü, öncelikle idareye başvuru şartının yerine getirilmemesi durumunda usulden, iddianın kanıtlanamaması durumunda ise esastan davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., aynı hususta tapu müdürlüğü tarafından açılan davanın halen derdest olduğunu, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, tevhit ile oluşan parsel üzerinde davacı ile birlikte paydaş olmak istemediğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini savunmuş; bilahare davanın, mirasbırakanı ...’nun vekili ve tevhit işlemlerini yürüten Avukat ...’na ihbarını istemiştir.
    Davalılar ..., ..., dava konusu taşınmazla ilgili daha önce ... tarafından açılmış davanın retle sonuçlanıp temyiz aşamasında olduğunu, önceki dosya derdest olduğundan davanın öncelikle usulden reddini, ayrıca davanın idari yargının görev alanına girdiğini belirterek davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
    İhbar olunan Avukat ..., tapu müdürlüğünün yaptığı hatalı işlemden kendisinin sorumluluğu bulunmadığını belirtmiştir.
    Mahkemece, yargı yolu bakımından idari yargı alanına girdiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Birleştirilen davada davacı Tapu Müdürlüğü, 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazın tevhidi sırasında tevhide konu (eski 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1465, 1466, 1469, 1470, 1472, 1473) parsellerden 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payı ...oğlu ..., aynı parselin 5/7 payı ve diğer parsellerin tamamı Hasan oğlu ... adlarına kayıtlı iken 30.03.2007 tarihli tevhit işlemi sırasında tamamının ... adına tescil edildiğini, yanlışlığın ...’ün başvurusu üzerine fark edilip ...’nun mirasçılarına düzeltmeye davet yazısı gönderilmesine rağmen başvuruda bulunmadıklarını ileri sürerek ve Hazine sorumluluğunun doğmaması için 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazın tevhidi sırasında bu işleme dahil edilen 1472 parsel sayılı taşınmazın 2/7 payının ...oğlu ..., aynı parselin 5/7 payının ve diğer parsellerin tamamının Hasan oğlu ... adlarına tescilini istemiş; aşamalarda, tevhitle oluşan 10179 ada 108 parselde ...’ün 2/7 hissesine düşen 1.685,71 m2 ye tekabül eden 168571/8425771 hissenin ...’e verilerek hatanın düzeltilmesini istemiştir.
    Birleştirilen davada davalı ... ve ... vekili, davalıların mirasbırakanı Ahmet’in birbirine bitişik olan parselleri birleştirmek için tapu müdürlüğüne başvurduğunu, tapuya güven ilkesi gereği araştırma yapmadığını, davalılara ait taşınmaza tapu müdürlüğünün hatası nedeniyle üçüncü bir kişinin paydaş olmasının kabul edilemeyeceğini, ...’ün 2/7 payına isabet eden 1685 m2 miktarındaki yerin tel örgü dışında bırakıldığını ve bu yerin ... tarafından kullanıldığını, tevhitle oluşan 10179 ada 108 parsel sayılı taşınmazda ...’e 2/7 pay verilir ise 1685 m2 yerine 24.240 m2 yerin maliki olacağını, tevhit işleminin iptal edilerek ...’e 1472 parsel sayılı taşınmazda 2/7 pay verilmesine olumlu yanıt verebileceklerini, bunun dışındaki taleplerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen davada davalı ... vekili, tevhit işlemi yapıldığında davalı ...’nin 11 yaşında olup, 1472 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşının payı ile birleştirilmiş bir büyük parsel üzerinde paydaş olmak istemediğini, zaten taşınmazı kullanmasına izin verilmediğini, 1472 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşı ...’ün muvafakati alınmadan yapılan tevhit işleminin iptali için idari yargıda dava açılabileceğini, davacı idarenin başkası yararına dava açamayacağını, mahkemenin görevsiz olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
    Mahkemece, mülkiyet aktarımını doğuracak nitelikteki davanın ancak hakları ihlal edilenler tarafından açılabileceği gerekçesiyle birleştirilen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Asıl davada verilen karar Dairece, davanın mülkiyet hakkına dayalı olup, adli yargının görevinde olduğu, işin esasının incelenmesi gerektiği; birleştirilen davada verilen karar Dairece, TMK’nin 1007. ve Tapu Sicili Tüzüğünün 85. maddelerine göre tapu müdürlüğünün uyuşmazlıkla ilgili dava açmakta hukuki yararı bulunduğu, ancak tevhit işleminden hakkı etkilenen ... tarafından açılan dava ile birlikte görülmesi gereğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece bozma ilamlarına uyularak ve davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonucunda, tevhit işlemine ilişkin 20.02.2007 tarih 691 sayılı Belediye Encümen kararının yine Belediye Encümeninin 19.12.2017 tarih 2757 sayılı kararı ile iptal edildiği, ancak söz konusu iptal kararının tapu kayıtlarına işlenmediği, tevhit işlemi iptal edildiğinden tevhitle oluşan yeni parsel numarası üzerinden iptal tescile karar verilemeyeceği, eldeki davada kadastral parselin ihyası talebi de bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 4796 parsel ( yenileme ile 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın, 1269, 1270, 1272, 1458, 1459, 1464, 1466, 1469, 1470, 1473 ve 1472 no’lu kadastral parsellerin birleştirilmesi sonucu oluştuğu, 1472 parsel dışındakilerin tamamının davalıların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, 1472 parsel sayılı 5900 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın ise 2/7 payının davacı ..., 5/7 payının ... adına kayıtlı olmasına rağmen ...’nun başvurusu üzerine ...Belediye Encümeninin almış olduğu 20.02.2007 tarih 691 sayılı tevhit kararına istinaden yapılan tevhit işlemi sonucunda oluşan 4796 parsel sayılı taşınmazın tamamının 30.03.2007 tarihinde ... adına tescil edildiği ve 4796 parsel sayılı taşınmazın yenileme sonucu 10179 ada 108 parsel sayılı 84.257,71 m2 miktarlı tarla, meşelik ve çamlık vasıflı taşınmaza dönüştüğü, taşınmazın beyanlar hanesinde “30.03.2007 tarih 7310 yevmiye numarası ile yapılan tevhit işleminde geldi parsellerinden olan 1472 parselde 2/7 hissedar ... hissesi sehven tevhide iştirak edilmemiş olup hak kaybı mevcuttur” belirtmesinin yapıldığı, kayıt maliki ...’nun 30/03/2014 tarihinde ölümü üzerine davalılar ..., ... ve ...’nin mirasçı kaldıkları, yanlışlığın düzeltilmesi için idarece davalılara gönderilen bildirimden sonuç alınamadığı, tevhit işleminin dayanağı olan belediye encümen kararının yargılamanın seyri sırasında yine ...Belediye Encümeninin 19.12.2017 tarih 2757 sayılı kararı ile iptal edildiği, davalılardan ...’nun tapu kayıtlarının tevhit öncesi duruma getirilmesi istemiyle açmış olduğu ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
    Somut olaya gelince; tevhit işlemi ile oluşan ve 30.03.2007 tarihinde tamamı davalıların mirasbırakanı ... adına tescil edilen 4796 ( yeni 10179 ada 108 parsel) parsel sayılı taşınmazla ilgili belediye encümeninin 20.02.2007 tarihli tevhit kararının iptali yönünde karar verildiği, ancak 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydına göre halen ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Öte yandan; ... mirasçısı olan davalı ...’nun ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/342 Esas sayılı dosyası üzerinden 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın tevhit öncesi durumuna dönmesi için kadastral parselin ihyası davası açtığı ve halen derdest olduğu görülmektedir.
    Mahkemece, tapu kaydının kadastral parsele ihyası süreci beklenmeksizin kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi uyuşmazlığı çözümsüz bırakacak niteliktedir.
    Hal böyle olunca; davalılardan ... tarafından 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın evveliyatı olan 1472 parsel sayılı taşınmaza dönüş isteğiyle açılan kadastral parselin ihyası davası da gözetilerek; ayrıca 4796 parsel (yeni 10179 ada 108 parsel) sayılı taşınmazın dayanağını teşkil eden idari işlem yargılama sırasında yine idarece 19.12.2017 tarihinde iptal edildiğine göre, kadastral parselin ihyası ile oluşacak talebin de “ çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince davacı tarafından eldeki davada talep edildiği nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Asıl davada davacı ...’ün yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi