13. Hukuk Dairesi 2016/4883 E. , 2018/5806 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı ..., açılan ihaleler sonucunda, davalı işverenlerle hizmet sözleşmeleri yapıldığını, davalı şirketlerin çalıştırmış oldukları işçilerden ...’nın işçilik alacakları nedeniyle iş mahkemesinde açmış olduğu davanın Belediye aleyhine sonuçlandığını, başlatılan icra takibi üzerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava dışı işçiye yapılan 13.937,85 TL ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, ... ve ... İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden; çalışan tüm işçilerin yasal hakları ile birlikte ... İmar İnş. Kültür Sağlık Tic. A.Ş."ne devredildiğinden ve devir sözleşmelerinde davacı yetkilisinin imzası bulunduğu, borcun nakli nedeniyle bu davalıların sorumlulukları bulunmadığından Davanın reddine; Davalı ... İmar İnşaat Kültür Sağlık Ticaret A.Ş. yönünden Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 10.143,88 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 15.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... İmar İnşaat Kültür Sağlık Ticaret A.Ş."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, asıl işveren davacı Belediyenin, davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davacı Kurumun temizlik işlerini davalı ...’e, dava dışı ... Limited Şirketine, davacı belediyenin iştiraki olan ... Belediyeleri A.Ş.ne ihale ettiği, davalılarla ayrı ayrı hizmet sözleşmeleri imzalandığı, ... Belediyeleri A.Ş.’nin daha sonra unvan değişikliği ile ... İmar İnşaat Kültür ve Sağlık Ticaret A.Ş. ismini aldığı anlaşılmaktadır.
20.9.1990 tarihinde ihaleyi alarak davacı ... ile sözleşme imzalayan davalı ..., 28.9.1990 tarihli devir sözleşmesi ile, bu sözleşmeden doğan hak ve borçları aynı bedelle ve sözleşmede belirtilen hak ve mükellefiyetleri ile birlikte dava dışı ... Limited Şirketine devretmiş olup, davacı ... de bu devre muvafakat etmek suretiyle sözleşmeyi imzalamıştır. Davalı ... ile dava dışı ... Limited Şirketi arasındaki bu sözleşme, işyeri devri niteliğinde olup, davalı alt işveren ...’in, asıl işveren davacı Belediyeye karşı sözleşmeden doğan sorumlulukları devam etmektedir. Söz konusu devir sözleşmesinde, davalı alt işveren ... nezdinde çalışan işçilerin tüm işçilik hakları ile birlikte devredildiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından, davacı asıl işveren Belediyenin söz konusu devre muvafakat etmesi de, işçilik hak ve alacaklarının devri konusunda açık bir onay niteliğinde olmayıp, olayda işçilik alacakları yönünden borcun nakli de söz konusu değildir. O halde mahkemece davalı ... hakkındaki davanın reddi isabetli olmayıp, adı geçen davalı, kendi dönemine ilişkin işçilik alacağı yönünden davacı Belediyeye karşı sorumludur. Bununla beraber davalı ...’in, davacı ... ile imzalamış olduğu hizmet sözleşmesinde, işçilik alacakları nedeniyle sorumluluğun tümüyle kendisine ait olacağına ilişkin açık bir hüküm mevcut olmadığından, kendi dönemine isabet eden işçilik alacakları nedeniyle %50 oranda sorumlu olduğunu, kalan %50 sorumluluğun ise davacı ...’ye ait olduğunun kabulü de gözden kaçmamalıdır. O halde, mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınarak, ...’in sorumlu olacağı miktar belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı hakkındaki davanın tümüyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının 2. bent dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.