3. Hukuk Dairesi 2018/4826 E. , 2019/3940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 30/04/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; 06.09.2011 tarihinde ölen davacının babası ve murisi ..."in, ikinci eşi olan davalı ile evlendiğinde 67 yaşının üzerinde olduğunu; 07.09.2007 tarihinde, murisin el yazılı “vasiyetnamemdir” başlıklı 2 sayfa yazı hazırladığını, başlık ile içeriğinin tamamen farklı olduğunu; noterde düzenlenen 17.09.2007 tarihli belgenin ise bu yazının vasiyetname olmadığını, bakım sözleşmesi olduğunu ortaya çıkardığını; eşi olan davalıya, kendisine bakması karşılığında daire ve dükkan bağışladığını belirttiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin 70 yaşında parkinson ve alzheimer hastası olduğunu, tasarruf ehliyeti konusunda rapor aldırılması gerektiğini; bu sebeple, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında; müteveffa ile davalı arasında hukuka uygun şartlarda ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye dayalı olarak davalının, tapu iptali ve tescil davası açtığını (7.AHM 2011/394 E.) bu sözleşme yapılırken daha önce yapılan vasiyetnamenin de sözleşmeye eklendiğini, vasiyetnamenin noter sözleşmesinden 10 gün önce yazıldığını, vasiyetçinin fiil ehliyetinin bulunduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; TMK.nun 538/2.maddesindeki şartlara uygun olarak Noter, Sulh Hakimine veya yetkili memura bırakılmamış olan vasiyetnamenin, geçerli el yazılı vasiyetname olduğunun kabul edilemeyeceği; geçersizliği talep edilen 07.09.2007 tarihli el yazılı vasiyetnameye konu taşınmazlar ile 17.09.2007 tarihinde Noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu taşınmazların aynı olduğu; TMK.nun 544/2.maddesine göre, vasiyete konu mallarla ilgili vasiyetten sonra ve vasiyetname ile bağdaşmayan bir başka tasarrufta bulunulması ile zaten vasiyetin ortadan kalktığı, gerekçe gösterilerek; “07.09.2007 tarihli vasiyetnamemdir başlıklı vasiyetnamenin geçersizliğinin tespitine” karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.02.2015 tarihli ve 2014/16005 Esas- 2015/2041 Karar sayılı ilamı ile “....Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. İptal davasının incelenebilmesi için, öncelikle, dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. Vasiyetnamenin, açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı; mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir.Vasiyetname, usulünce açılıp, ilgililere tebliğ edilmeden; TMK.nun 559.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Mahkemece; el yazılı vasiyetnamenin, Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp açılmadığı araştırılmadan ve toplanan deliller bu çerçevede değerlendirilip tartışılmadan; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; MK. 538/2. maddeye göre; el yazısıyla yazılmış olan vasiyetnamenin saklanmak üzere açık veya kapalı olarak Notere, Sulh Hakimine veya yetkili memura bırakılabileceği, dava konusu olan murisin el yazısıyla yazdığı, 07/09/2007 tarihli vasiyetnamenin ise murisin evinde ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ekinde bulunduğunun davalı vekilinin beyanından anlaşıldığı, dolayısıyla MK. 538/2 maddesindeki şartlara uygun olarak Notere, Sulh Hakimine veya yetki memura bırakılmamış olan vasiyetnamenin el yazısıyla yazılmış bir vasiyetname olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, murisin 07/09/2007 tarihinde el yazısıyla bir vasiyetname düzenledikten sonra vasiyetnameye konu olan bu taşınmazları .... Noterliğince düzenlenmiş 17/09/2007 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu yapmış olmasının da zaten vasiyetnameyi ortadan kaldıracağı gerekçesi ile davanın kabulü ile 07.09.2007 tarihinde muris ... tarafından el yazısı ile düzenlenmiş "vasiyetnamemdir" başlığını taşıyan vasiyetnamenin geçersizliğinin tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- TMK"nun 538/2 maddesi “El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Bu hüküm, emredici bir hüküm değildir. Diğer bir deyişle, el yazılı vasiyetname tevdi olunmamışsa, bu husus vasiyetnameyi hükümsüz kılmaz, bu sebeple vasiyetnamenin iptali yoluna gidilemez. Şu halde, el yazılı vasiyetname resmi mercie bırakılmamış olsa bile, yine geçerlidir. TMK"nun 595.maddesi hükmüne göre, bir kişinin ölümü halinde bir vasiyetnamesi ortaya çıkarsa bunu bulan kişi sulh hakimine vermekle yükümlüdür. Bu madde hükmünden de tevdi edilmemiş vasiyetnamenin geçerli olduğu sonucu çıkmaktadır.
Mahkemece, TMK"nun 538/2.maddesi yanılgılı değerlendirilerek dava konusu vasiyetnamenin el yazısıyla yazılmış bir vasiyetname olduğunun kabulünün mümkün olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ölüme bağlı tasarrufun ifasının mümkün olmaması, vasiyet konusunun vasiyetçiye ait olmaması ise bir iptal sebebi oluşturmaz. Mahkemece; murisin 07/09/2007 tarihinde el yazısıyla bir vasiyetname düzenledikten sonra vasiyetnameye konu olan bu taşınmazları Antalya 1. Noterliğince düzenlenmiş 17/09/2007 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesine konu yapmış olmasının da zaten vasiyetnameyi ortadan kaldıracağı belirlenmiş ise de bu husus vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik olarak açılacak olan davada (TMK.m. 600) değerlenlendirilebilir. Vasiyetnamenin iptaline yönelik açılan iş bu dava da bu hususun değerlendirilmesi doğru görülmemiştir.
TMK.nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1-Ehliyetsizlik, 2-Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir.
TMK.nun 557.maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez.
Mahkemece, davacının ileri sürdüğü iptal sebepleri hususunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucu dairesinde dava konusu vasiyetnamenin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu vasiyetnamenin geçersizliğinin tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, şimdilik davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp temyiz eden davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.