Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1246
Karar No: 2020/1832

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1246 Esas 2020/1832 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, 8000 m² olan tarlasının kadastro tespitinde yanlışlıkla davalı belediye yönetimi adına tespit edilen parsel içerisinde kaldığını, diğer 9 dönüm olan taşınmazında orman müdürlüğü adına tespit edilen parsel içerisinde kaldığını beyan ederek kadastro tespitinin iptalini istemiştir. Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen kararda, davacının dava açmak için yasal süresini kaçırdığı gerekçesiyle davanın işlemden kaldırılmasına ve davacının yasal süre içerisinde dava açmamasından dolayı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak, Daire tarafından yapılan iade kararı sonrasında mahkemenin yaptığı araştırmada duruşma gününün davacıya tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Kararın hukuki dinlenilme hakkını kısıtladığı ve usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. Kararda, HMK'nın 150/5. maddesi ve Anayasanın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi kapsamındaki hukuki dinlenilme hakkının önemi ve taraflara verilmesi gereken bilgilendirme zorunluluğu vurgulanmıştır. Kanun maddeleri: HMK'nın 150/5. maddesi, Anayasanın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/1246 E.  ,  2020/1832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesinde; 8000 m² olan tarlasının davalı ... Yönetimi adına tespit edilen 180 ada 1 sayılı parsel içerisinde kaldığını, diğer 9 dönüm olan taşınmazında orman müdürlüğü adına tespit edilen 182 ada 1 sayılı parsel içerisinde kaldığını beyan ederek kadastro tespitinin iptalini istemiştir.
    Sivas Kadastro Mahkemesinin 2013/126 E. - 2013/39 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtları Sivas Tapu Müdürlüğünden celp edilip incelendiğinde tesis kadastrosunun 24/12/2008 tarihinde yapılarak kesinleştiği ve kadastro tutanağının tapusunun oluşturulduğu, ancak davacının dava dilekçesi ve dosya incelendiğinde, davanın 25/12/2008 tarihinde kadastro tutanağının kesinleşmesinden bir gün sonra açıldığı anlaşılmış olup, taşınmazlara ilişkin olarak tapu iptali istemlerine bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve davacının mahkemeye başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili Sivas Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş, ilgili karar temyiz yoluna başvurulmayarak 08.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
    Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı taraf HMK"nın 150/5. maddesi gereğince davanın işlemden kaldırılmasına rağmen, yasal süre olan üç aylık süresi içerisinde davasını yenilememiş olduğundan davanın HMK"nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir:
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; mahkemece davacı adına çıkarılan tebligatın tebliğine rağmen, davacının belirlenen duruşma gününe iştirak etmediğinden davanın HMK"nın 150/5. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına, ancak davacı kanunda öngörülen kanuni süresi içerisinde davayı işleme koydurmak için yenilemediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, ancak Dairemizin 2017/8209 E. - 2020/412 K. sayılı iade kararı üzerine mahkemece yapılan araştırma sonucunda 25.02.2020 tarihli tutanaktan duruşma gününü bildirir tebligatın davacıya tebliğe çıkarılmadığı ve tebligat yapılmadan duruşmalara devam edildiği tespit edilmiş olup, davacının duruşma gününden haberdar edilmeden karar verilmesi de davacının iddia ve savunma hakkını kısıtlaması durumu doğurmuştur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hü
    vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
    Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, davacı ..."ya duruşma gününün yöntemince tebliğ edilerek varsa delillerinin toplanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi