Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5271
Karar No: 2019/6058
Karar Tarihi: 21.10.2019

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5271 Esas 2019/6058 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın kendisine satıldığı ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edindiği gerekçesiyle tescil davası açmıştır. Ancak kadastro çalışmaları sonrasında taşınmazın orman niteliği taşıdığı belirlenmiş ve davacının dava talebi reddedilmiştir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, taşınmazın tarla niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesine karar verilmiştir. Yukarıdaki kararda, dava tarihi itibariyle taşınmazın ekonomik amaca uygun kullanılmadığı ve zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliğiyle tescillendirilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri, Medenî Kanunun 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5, 19, 27 ve 30/2. maddeleridir.
20. Hukuk Dairesi         2017/5271 E.  ,  2019/6058 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    Davacı vekili, 07.02.2008 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, önceki malik..... kaldığını, onun tarafından imar ve ihya edilerek 1995 yılında davacıya satıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince davacı adına tescili istemiyle dava açmıştır.
    Yargılama sırasında, 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında çekişmeli taşınmaza 2072 parsel numarası verilerek, 908 m2 yüzölçümü ve arsa niteliğiyle kadastro tutanağı düzenlenmesi üzerine, mahkemece görevsizlik kararı verilerek, 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri gereğince, tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilmiş, mahkemece, davacının davasının reddine, taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/01/2016 tarih 2015/16615 E. - 2016/430 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dosya içinde bulunan uzman bilirkişi rapor ve ek raporlarında; dava konusu taşınmazın 1956 yılına ait hava fotoğrafı ve 1961 yılı memleket haritasında yeşil renkli çalılık alanda; 1978 ve 1987 yılı hava fotoğrafında da taşlık, kayalık, çalılık alanda kaldığı, eğiminin % 18-20 civarında olduğu, 1995 yıllarından sonra, taşlık çalılık alanların arasında kalan "kelete" tabir edilen düzlüklerde tarım yapılmak ve ev yapmak suretiyle kullanıldığının açıklanması nedeniyle dava tarihi olan 2007 yılına kadar ekonomik amaca uygun kullanım bulunmadığından zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
    Dava başlangıçta tescil davası olarak açılmış, daha sonra yargılama sırasında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince tutanak düzenlenmesi nedeniyle, maliki belirlenmek üzere kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Çekişmeli taşınmaz, 2005 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılmış, ancak dava tarihi olan 2007 yılına kadar zilyedlikle kazanma koşulları davacı yararına gerçekleşmemiştir, 1987 yılı hava fotoğraflarında taşınmazın durumu taşlık, çalılık halde görünmektedir. Bu hali ile taşınmazlar zilyedlikle kazanılacak yerlerden değil ise de; orman sınırı dışında kalmış olması nedeniyle orman niteliği ile tescillerine karar verilmesi de doğru değildir. Nitekim komşu 1600, 1599, 1598 ve 1597 sayılı parseller de gerçek kişiler adına tapuya tescil edilerek tespitleri kesinleşmiştir. Bu durumda, davanın reddine ve taşınmazın hali hazır niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilerek, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince, malik hanesi açık olan taşınmazda sicil oluşturulması, 3402 sayılı Kanunun 19. maddesi gereğince üzerlerindeki muhdesatların beyanlar hanesinde gösterilip gösterilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, kesinleşen orman sınırı dışında bırakıldığı halde, orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş olması isabetsizdir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; davacının davasının reddine, dava konusu ...... mevkii 0 ada 2072 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına, taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmaz içerisindeki tek katlı betonarme evin ve karışık meyve ağaçlarının Halil kızı, 1963 d.lu, ...... TC kimlik nolu, ..."a ait olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 22.04.1986 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince çalılık niteliğiyle tapulama harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Yörede 10.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, dava sırasında 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince evvelce tapulama harici bırakılan yerlerde yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi