3. Hukuk Dairesi 2017/8077 E. , 2019/4015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının taşınmazda 01.01.2002 tarihinden bu yana kiracı olduğunu, kira bedellerini ödemediğini, kira bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itirazında mahsup defini ileri sürdüğünü ancak, kira sözleşmesinde mahsuba ilişkin hükmün bulunmadığını belirterek; davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı belediyenin taşınmazını yaklaşık 20 yıldır kiraladığını, kiralananda bakkal işlettiğini, tapulu taşınmazına TRT tarafından verici konulduğunu, vericiler dolayısıyla yıllık 6.000 TL kira bedeli aldığını, TRT den aldığı kira bedelinden işletmekte olduğu bakkalın kirası düşüldükten sonra kalanını aldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davalı borçlunun ... İcra Dairesinin 2014/6109 Esas sayılı dosyasında borca yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz ile birlikte takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %40 ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesinde düzenlenen icra inkâr tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. İtirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu
ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkâr etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.
İcra inkar tazminatını düzenleyen İİK.nun 67/2 maddesindeki %40 ibaresi, 02.07.2012 tarihinde ve 6352 sayılı Kanun"un 11.maddesi ile %20"si şeklinde değiştirilmiş olup; İİK.nun 67.maddesinde değişiklik yapan 6352 sayılı Kanunun 11.maddesi 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6352 sayılı Kanunun 38.maddesi ile İİK."na eklenen geçici 10.maddeye göre, bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce, başlatılan takip işlemleri hakkında değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.
Bu durumda, 6352 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında; icra inkar tazminatı asgari % 40 olarak uygulanacaktır. 6352 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra, yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında, icra inkâr tazminatı % 20 olarak uygulanacaktır.
Somut olayda, dava konusu alacak, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaya yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, miktarı (likit) belirlenebilir mahiyettedir. Alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmediğinden davalı aleyhine başlatılan icra takibinin tarihinin 04.06.2014 olduğu da gözetilerek, alacağın % 20’si üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece davacının talebini de aşacak şekilde alacağın %40 ı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve ‘hakimin takdir yetkisi kapsamında’ kalmadığından hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan kararın icra inkâr tazminatına ilişkin hüküm fıkrasının 3 numarasında yazılı "Asıl alacağın %40 ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," cümlesinin çıkarılarak yerine "Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,’ cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.