22. Hukuk Dairesi 2017/18062 E. , 2019/14056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, feshin haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadığını ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü ile feshin geçersizliğine, davacının davalı şirketteki işine iadesine, işe başlatılmama halinde davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının davacının altı aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine, davacının süresi içinde başvurması halinde hak kazanacağı en çok dört aya kadar ücret ve haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı...Tem. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Anayasanın 36.maddesine göre, " herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz".
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " düzenlemesinin bulunduğu, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı hem ceza yargılaması, hem de medeni hak ve yükümlülükleri karara bağlayan yargılamalar için geçerli bir haktır. Bu nedenle davanın tarafının delil sunmak veya bazı belgeleri istemek gibi kendi insiyatifine bırakılan konularda dahi milli mahkemeler gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için taraf devletlerin madde 6/1 deki hakları güvence altına alma pozitif yükümlülüğü altındadır.
Davaya konu somut olayda davacı vekili tarafından “ .... Tm. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ... Gücü Tem İnş.” şirketine (veya şirketlerine) husumet yöneltilerek davacının davalı şirket bünyesinde 15.10.2011-21.05.2014 tarihleri arasında çalıştığı iş sözleşmesinin işverence haksız ve geçerli bir sebep olmadan feshedildiği gerekçesiyle işe iade kararı verilmesi talep edilmiştir. Dava dilekçesinde davalı adresinin “... Belediyesi Temizlik Müdürlüğü No.1 .../ ...” olduğu bildirilmiş, mahkemece bu adrese tebligat yapılarak yargılama davalının yokluğunda sürdürülerek sonuçlandırılmış ve karar yine aynı adrese tebliğ edilerek süresinde kanun yolu başvurulmadığından bahisle kesinleştirilmiştir.
Ne var ki davalı ...Tem. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile ... Gücü Tem. İnş. Şirketi vekili kesinleşme tarihinden sonra dosyaya sunduğu vekaletname ile davalı şirketlerin Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı adreslerini bildirmiş, dava dilekçesinde bildirilen adresin hatalı olduğu ve davalıların yokluğunda yargılamaya devam edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek gerekçeli kararın doğru adrese tebliğini talep etmiştir. Mahkemece talep doğrultusunda kesinleşme şerhi kaldırılarak kararın davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliği sağlanmış ve davalı davalı ... Tabldot Tm. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. şirketi vekili yasal temyiz süresi içinde sunduğu temyiz dilekçesi ile kararı temyiz etmiştir.
Öncelikle somut olayda çözümü gereken sorun, taraf teşkili noktasındadır. Davacı dava dilekçesinde, “... Tabldot Tm. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ... Gücü Tem İnş” hasım olarak göstermiş ise de, davalılar vekili tarafından sunulan dilekçeye göre “ ... Tabldot Tm. Hiz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti” ile “... Gücü Tem İnş” şeklinde iki ayrı şirket bulunduğu, mahkemece somut olayda iki ayrı şirkete mi yoksa adi ortaklığa mı husumet yöneltildiği noktasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan davacının bildirdiği aynı (tek) adrese tebligat yapılarak yargılamanın sonuçlandırıldığı anlaşılmakta olup, adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ortaklığa karşı dava açılamaz. Bu bağlamda adi ortaklığa karşı açılacak davalar, adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına yöneltilmelidir. Hal böyle iken, somut olayda usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan işin esası hakkında karar verilmesi tek başına bozma sebebidir.
Diğer taraftan davacının dosya kapsamında bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre 13/10/2011 -12/10/2012 tarihleri arasında 1045132 sicil nolu... Drag On adi ortaklığı, 13/10/2012-13/01/2013 tarihleri arasında 1049112 sicil nolu ... Tabl, 14/01/2013-31/01/2014 tarihleri arasında 1050174 sicil nolu ... Tabl-Arç Tem , 01/02/2014-21/05/2014 tarihleri arasında 1055121 sicil nolu ... Tabl-... Gücü bünyesinde çalıştığı tespit edilmektedir. Ne var ki, Dairemizce davacıya ait özlük dosyasının ve varsa hizmet alım sözleşmelerinin dava dışı ... Belediyesinden ve davalılardan celbi yazılan eksiklik yazılarına herhangi bir yanıt alınamamıştır. Şu halde davacının hangi işveren bünyesinde, hangi işyerinde, hangi süre ile çalıştığı ve iş sözleşmesinin ne şekilde feshedildiği gibi yönlerden dosya kapsamında Sosyal Güvenlik Kayıtları dışında bilgi ve belge bulunmamakta olup, taraflarca bildirilecek deliller toplanmadan karar verilmesi de bir başka hatalı yöndür.
Mahkemece usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan ve tarafların doğru ve hukuken geçerli adresine tebligat yapılarak, taraflara açılan dava hakkında savunma yapabilmeleri, delil sunabilmeleri ve ispat hakkını kullanabilmeleri için süre tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Temyiz edilen kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.06.2019 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.